| ISBN13 978-975-342-147-8 | 13X19,5 cm, 136 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Günah Yiyen Yayın Yönetmeni: Müge Gürsoy Sökmen Kapak Fotoğrafı: Süha Derbent Kapak Tasarımı: Semih Sökmen |
Kapak ve İç Baskı Yaylacık Matbaacılık Ltd. Mücellit Örnek Mücellithanesi Film Doruk Grafik Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Temmuz 1997 |
Günah Yiyen, Dost Körpe'nin bir kısmı daha önce çeşitli dergilerde de yayımlanmış yirmi bir öyküsünü bir araya getiriyor. "Güzelliğin neden kendi yansımasını görmek istediğini düşündün mü hiç? Aynalara verilen değerden mi dersin? Yoksa neyin gerçek olduğunun anlaşılması için mi? Maddeden görüntüye, dönüşümden dönüşüme... Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bile bilmiyorsun, hiç bilemedin. Kafanı kurcalıyor... Kapıya doğru uzaklaşmak istiyorsun; bu odadan kaçıp gitmek istiyorsun. Hâlâ anlamıyor musun (beni umutsuzluğa sürüklüyorsun doğrusu), hâlâ anlamıyor musun, varolmayan bir şeyin yokolamayacağını? Ve sen, varolduğun konusunda ısrarlısın, öyle mi? Boşuna çırpınma kollarımın arasında; karşı koymak hiçbir işe yaramaz. Boşuna yalvarma bana, adımı da haykırma. O ismi taşıyan adam öldü artık, görmüyor musun? Ben Günah Yiyen'im." – Dost Körpe | İÇİNDEKİLER |
DOC Alev Uzun Süre Günah Yiyen On Bin Yıllık Akşamların Sonuncusu Seçilen Kesik Gece Miriam Yıkım Çağı Hermaphrodite Mary Jane N D Çıldırmak İçin Güzel Bir Gün Ağız Dünyanın En Kötü Öyküsü Gizli Buluşma Adam ve Büyücü Örümcek Sonsuz Yansıma Eylül | OKUMA PARÇASI |
"Doc", s. 7-13 Yaşamımın büyük bir bölümü gelecek endişesi olmadan yaşamak ve günümü gün etmekle geçti. Bu kayıtsızlığın verdiği aşırı güvenle varlığımı ve eylemlerimi sorgulamaya kalkıştığımda ise bütün iç huzurum ve dengem bir anda alt üst oluverdi. Bir daha da kendimi toparlayamadım. Dostlarımın kusursuz budalalar olduklarına inanmaya başlamıştım, ama onların doğal budalalıkları benim yapaylığımdan ve beceriksizliğimden çok daha pratikti hiç kuşkusuz. Yoksa kendimin de bir budaladan başka bir şey olmadığının bilincindeydim. Ancak onların budalalığıyla karşılaştırıldığında benimkinin daha az içten görünmesi, kendimi onlardan aşağı hissetmeme yol açıyordu. Tabii yalnız toplum içindeyken geçerliydi bu, onların ne yapmakta olduklarını bir an olsun sorgulamadan, umarsızca yaşamalarını (bir zamanlar benim de yaptığım gibi) izlerken... Yoksa tek başımayken, düşüncelerimin güvenliği içinde yalnızken budala olmaya aldırdığım, kendimi aşağı gördüğüm filan yoktu. Böylece kö... Devamını görmek için bkz. | |
|