| ISBN13 978-975-342-075-4 | 13,5X22 cm, 560 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Yaşadığımız Dünya 1992 Ekonomik ve Jeopolitik Yıllık Özgün adı: État du Monde 1992 Yayıma Hazırlayan: Haldun Bayrı, Ruşen Çakır, Semih Sökmen Yayın Yönetmeni: Haldun Bayrı Türkiye Dosyası İstatistikleri: Ayşen Gür Türkiye Baskısı Telif Yazıları: Alper Aslandaş, Baskın Bıçakçı, Tanıl Bora, Ferhat Boratav, Ruşen Çakır, Ragıp Duran, Ayşen Gür, Can Karakaş, Sevkuthan N. Karakaş, Can Kozanoğlu, Akdoğan Özkan Karikatürler: Tan Oral Grafik Tasarım: Semih Sökmen Çeviri Kurulu: Birnur Arıerçetin-Gökçe, Aysel Bora, Erhan Büyükakıncı, Ruşen Çakır, Aykut Derman, Sosi Dolanoğlu, Tankut Gökçe, Ayşen Gür, Roza Hakmen |
Baskı Çiftay Matbaacılık Mücellit Örnek Mücellithanesi Film Doruk Grafik Kitabın Baskıları: | 1. Basım: 1992 |
Yaşadığımız Dünya 1992’yi, orijinal yapıt État du Monde (La Découverte, Paris) gibi ve ona paralel olarak her yıl geliştirerek tekrarlamak üzere yayımlamıştık. État du Monde Fransa’da, toplumun genelde dünya olaylarına duyduğu köklü merak bir yana, ilgili eğitim alanlarında da yoğun bir biçimde referans kitabı olarak kullanıldığından başarısını uzun yıllar sürdürdü. 1992 Yıllığını yayımlayarak biz de bunu vadetmiştik. Yıllık, Türkiye’nin 90’ların başındaki kitap sirkülasyonları göz önünde tutulduğunda, 3000 gibi iyi bir satış seviyesi tutturduğu ve ilgili çevrelerde beğeniyle karşılandığı halde, bu satış seviyesi yayının getirdiği yoğun çeviri ve ön hazırlık çalışmalarının sürekliliğini sağlamak için yeterli olmadı, vaadimizi yerine getirememiş olduk. Burada yayını gerekçelendiren iki metne, yayın yönetmeni Haldun Bayrı’nın Sunuş metni ile, Serge Cordellier ve Catherine Lapautre’un Önsöz’üne yer veriyoruz. Haldun Bayrı, "Sunuş" Bu yıllığı yayımlama kararımız 1990 sonbaharına dayanıyor. Körfez Krizi başlamıştı, fakat CNN alıcıları haline geldiğimiz "o savaş" henüz yaşanmamıştı — tabii TV'de seyredilen bir şeyin yaşandığı söylenebilirse. Daha sonraları savaşın etkilerini gerçekten yaşamaya başladık, fakat kameralar Yugoslavya İç Savaşı'na çevrilmişti. Yıl boyunca, kameralar olaylara ve insanlara dokunacak kadar yakındaydı, ancak medya diline çevrildiğinde olayların üzerine bir sis çöküyordu. Üstelik, dünyanın dört bir yanında, medyanın ilgisine mazhar olmayan "küçücük" olaylar yaşanıyordu. Bu olaylar petrol fiyatlarını oynatmıyor, uluslararası jeopolitik dengeleri sarsmıyor, fakat milyonlarca insanın hayatını derinden etkiliyordu. En kapalı rejimlerin bile artık yadsıyamadığı küreselleşme olgusunun, beraberinde tekbiçimli bir dünya getirmesi korkusu oldukça yaygın. Fakat içe kapanmaya ve değişimi reddetmeye iten bu korku, ancak daha fazla açılma ve daha fazla dikkatle yenilebilir. Tekil kimlikler ve dikkate değer özgüllükler, ancak bakma cesaretini gösteren toplumların önündedir. Bu yıllığın, ülkemizde böylesi bir bakışın yerleşmesi için yararlı bir araç olduğuna inanıyoruz. Fransızca baskısıyla aynı zamanda yayınlanan Yaşadığımız Dünya 1992, böylesi bir uluslararası gözlemin bilançosu olduğu için, bugün bize daha da anlamlı geliyor. Dünyadaki jeopolitik dengeleri, ekonomik sorunları makalelerle irdeleyen, tablo ve haritalarla sergileyen bu bilanço, aynı zamanda önümüzde, Aral Denizi'nin kurumasından ABD hapishanelerine, Birmanya'da demokrasi umudunun simgesi olan Bayan Aung San Suu Kyi'den (1991 Nobel Barış Ödülü sahibi) milliyetçilik akımlarının tırmanışına uzanan geniş bir olaylar ve şahsiyetler yelpazesi açıyor. Kuşkusuz Fransızca baskıda Türkiye "33 Devlet" bölümünde diğer ülkelerle benzer bir biçimde ele alınmıştı. Bu tür çalışmaların yetersizliği nedeniyle, yıllığın genel perspektifiyle çelişkili de olsa, Türkiye'ye daha yakından ve ayrıntılı bakmayı uygun bulduk. Ülkemizde son yılın belirleyici konularına kendi yazarlarımızla yaklaşmak istedik. Türkiye dosyamızda herşeyden önce Körfez Krizi'nde Türkiye'nin konumu ve beklentileri ele alındı. İç politikada ve ekonomideki belirsizliklerin incelendiği makalelerden sonra, 1991'de artık kimsenin görmemezlik edemeyeceği Kürt meselesi, gerek Türkiye'de yaşananlar açısından, gerek uluslararası plandaki bağlantılarıyla sergilenmeye çalışıldı. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, yönetim üslubuyla gündeme getirdiği sistem tartışmaları ise iki ayrı makalede irdelendi. Sovyetler Birliği'ndeki Türki cumhuriyetlerin Türkiye'yle ilişkilerinin ve vardıkları yol ayrımındaki yönelimlerinin ele alındığı makaleden sonra, geçtiğimiz yıl çok hareketli geçen işçi mücadeleleri özetlendi. Bu sene kimsenin ağzından düşmeyen "Basın Krizi" ise, basının içinden bir arkadaşımızın makalesiyle sunuluyor. İstatistik tablolarıyla da bazı eğilimleri daha görünür kılmaya çalıştık. Böylesi bir çalışma Türkiye için "ilk" olmasa da bizim için eğitici bir atölye oldu. Her yıl daha kapsamlı bir çalışmayı kamuoyuna sunacağımızı şimdiden söyleyebiliriz. Serge Cordellier, Catherine Lapautre, "Önsöz" Çin Krizi, Berlin Duvarı'nın yıkılışı, Romen "devrimi", Kuveyt'in işgali, Çöl Fırtınası harekâtı, SSCB'de darbe... 1989'dan beri uluslararası aktüalite, medyanın birinci sayfasını işgal ediyor. Fakat paradoksal olarak hem televizyon yayınlarında, hem de yazılı basında "dış haberler"e şimdiye dek görülmediği kadar yer ayrılmasına rağmen, krizlerin ele alınış biçimine bağlı olarak dikkatler hep bir nokta üzerinde yoğunlaşıyor ve bir olay dünya çapında bir etki kazanırken, diğerleri gözlerden uzak kalıyor. Böyle bir durumda, yılın olayları üzerinde bir dünya turu öneren Yaşadığımız Dünya'nın değeri belirgin bir şekilde artıyor. Bu kitapta sunulan bilgiler değerlidir, doğrulukları teyit edilmiştir ve önem sırasına göre dizilmiştir. Çok sayıda istatistik sayesinde karşılaştırmalar kolaylaşmakta, makaleler desteklenmektedir. Fransa'da 11. yılını dolduran bu çalışma, önceki yıllarda olduğu gibi bütünüyle yenilenmiştir. Geçen yılın bilançosu çıkarılırken yeryüzündeki 169 egemen devlet ve bağımsız olmayan 28 bölge incelenmiştir. Siyasal, ekonomik, toplumsal ve diplomatik gelişmeler en iyi uzmanlar tarafından süzgeçten geçirilmiştir. Bu makalelere ek olarak, kıtalar ve dünyanın en büyük ülkeleri jeopolitik açıdan incelenmiştir. Bu dönemin büyük uluslararası sorunları ayrı bir bölümde ele alınmıştır; on bir altbölümden ve yaklaşık kırk makaleden oluşan diğer bir bölümde ise önemli eğilimler ve olaylar bulunmaktadır. Bu bölümde çatışmalara ayrılan yer çok yoğun: Kürt sorunu, Yugoslavya'daki jeopolitik çatlamaların kökeni, SSCB'de ulusal gerginlikler, Etiyopya'da yeni durum, Körfez Savaşı sonrasında Filistin sorunundaki gelişmeler... Doğal olarak Körfez Savaşı birçok makaleye konu oldu. Fakat birçok başka bölge de ayrıntılı olarak araştırıldı; örneğin Hint Yarımadası. Son bölüm olan yılın dosyası, dünyada "ulusal sorun"a ayrılmıştır. Her tür kimlik ifadesinin (milliyetçilik, cemaatçilik, entegrizm) güç kazandığı günümüzde, bu olgunun boyutlarını ve anlamlarını aydınlatmak gerekliydi. |