ISBN13 978-605-316-321-3
13x19,5 cm, 280 s.
Liste fiyatı: 300.00 TL
İndirimli fiyatı: 240.00 TL
İndirim oranı: %20
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
AYIN ARMAĞANIAYIN ARMAĞANI
Diğer kampanyalar için
 
Ormanı Planlamak
Planlama Aklının Bir Eleştirisi
Hazırlayan: Sibel Yardımcı
Kapak Tasarımı: Emine Bora
Kitabın Baskıları:
1. Basım: Mayıs 2024

"Bu çalışma, Türkiye’de ormanın nasıl sorunsallaştırıldığı, nasıl planlandığı ve bu planlama mantıklarının iklim değişikliğine yönelik politikalardan nasıl etkilendiği sorularından yola çıktı. Cumhuriyet’in ilk yüz yılına baktığımızda, bu sürecin üretim-koruma sarkacında şekillendiğini söylemek mümkün. 2000 sonrası döneme çevreyi koruma söylemi damga vurduysa da, ormanlar yoğun bir üretim rejimi içinde planlanmaya devam ediyor.

"Ancak çalışmada üretimci ve korumacı planlamayı birbirine karşıt yaklaşımlar olarak ele almıyorum. Ormanı planlamanın, ister odun üretimi için olsun, ister biyoçeşitliliği korumak için olsun biyopolitik müdahaleler olduğunu iddia ediyorum.

"Bu vurgu, niçin önemli? İlk olarak, her iki planlama yaklaşımının da nesnellik bir yana, değer yüklü süreçler içerdiğini ortaya koyuyor. Bu müdahalelere içkin belirsizliklere ve deneyselliklere işaret ederek, başka görme biçimlerine imkân tanıyor. Kendi bilimselliğinin politikliğini kabul eden bir planlama ve koruma pratiğini araştırmaya davet ediyor. İkinci olarak, modernist mekânsal planlama geleneğinin insan ve sermaye merkezli başat yönelimine karşı, insandan ibaret olmayan bir dünya tasavvuruna ve bu tasavvura dayanan epistemolojik hareket noktalarına kapı aralıyor. Bu bağlamda ve son olarak, nesnelliğin yerine insandan ibaret olmayan dünyalara karşı sorumluluğu koyuyor."

— Fatma Önder Özşeker

İÇİNDEKİLER
Sunuş: Dünyaya Orman Denir, Sibel Yardımcı

Fatma ile Planlama Aklını Tartışırken...
Murat Cemal Yalçıntan

Önsöz, Erhan Özşeker

Teşekkür, Fatma Önder Özşeker

1. Ormana Bakmak:
Araştırmanın Dayanakları, Soruları, Yöntemi

2. Modern Doğa Düşüncesi, Planlamacı Akıl
ve Ormanın Yönetimi

3. İklim Değişikliği, Küresel Çevre Söylemi
ve Yeşil Yönetimsellik

4. Türkiye’de Teknik Ormancılığın Doğuşu
ve Temel Yörüngeleri

5. 2000’lerde Türkiye’de Orman:
Neoliberalizm ve Ekosistem

6. Yeni Sorunsallaştırmalar ve Ormanı
(Yeniden) Planlamak

7. Üretim-Biyoçeşitlilik Sarkacında Orman Yönetimi

Ekler
Kaynakça
OKUMA PARÇASI

Sibel Yardımcı, Sunuş, "Dünyaya Orman Denir", s. 9-11

Ursula K. Le Guin’in Dünyaya Orman Denir kitabı, ormanlarla kaplı Athshe gezegeninin Arz’dan gelenler tarafından kolonileştirilmesini anlatıyor. Arzlıların verdiği isimle bu Yeni Tahiti temizlenip boşaltılmalı, ilkelliği terbiye edilmeli, ormanları Arz’a hammadde sağlamak üzere kesilmeli, yerlileri bu uğurda köleleştirilmeli. Arz’dan gelen askeri gücün komutanı Yüzbaşı Davidson gücünü İnsanoğlu için istismar etmekten hiç çekinmiyor, çünkü ona göre “buraya geldiklerinde hiçbir şey yoktu” (2022: 11). Gerçekten de Davidson Athshe’ye baktığında kayda, kıymete değer bir şey görmüyor: intizamsız, okunaksız bir coğrafya, ağaçların karanlık dolambaçlılığı, sonsuz sayıda yaprak, tembel bir nehir ve yaşamı kıymetsiz yerliler, geyikler, maymunlar, sürüngenler.

Oysa Athshe dilinde dünya aynı zamanda orman demek: Orman, Athshelilerin dünyası. Şöyle de diyebilirdik belki, ormana dünya denir. Sahiden de orman, yalnızca “birkaç ağaç” değil, bir dünyadır; yakın tarihli insan-sonrası ufkun ısrarla vurguladığı “dolanıklığın” (Barad 2007), “birlikte-oluşun” (Haraway 2016) evi: havadan toprağa, topraktan suya, sudan bitki örtüsüne, mantarlardan ağaçlara çeşit çeşit elementin, akışın, maddenin yaşam-ölüm döngüleri içinde birbirine dönüştüğü bir yer. Ve genel kanının aksine, insan-sız bir yer değil. Bugün yerküredeki ormanların büyük çoğunluğu insanlar tarafından uzun zamandır mesken tutulmuş,...

Devamını görmek için bkz.
ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER

Cemre Baytok, "Ormanı Planlamak – Fatma Önder Özşeker’in kitabı", catlakzemin.com, 8 Temmuz 2024

Bu araştırma, doğa bilimleri ve mühendislik alanlarını sosyal bilimin araçlarıyla incelemeye açıyor ve ormanla insanı ayıran modernist rasyonalitenin doğadan veya halktan yanaymış gibi duran politika ve uygulamalarını ortaya çıkarıyor.

Fatma Önder Özşeker’in doktora tezinden oluşan bu kitap Türkiye’de Cumhuriyet sonrası ormanların planlanmasını ve planlama aklını araştırıyor. Fatma Önder Özşeker’i 2023 depreminde o sırada bulunduğu aile evinde Adıyaman Besni’de kaybetmişiz. Çalışmasını ölümünün ardından doktorasını yaptığı MSGSÜ sosyolojiden öğretim üyesi Sibel Yardımcı yayına hazırladı.

Fatma Önder Özşeker 2019-21 yılları arasında yaptığı araştırmadan yola çıkarak doktora tezini hazırlamış. Kitabın girişinde, Murat Cemal Yalçıntan, Fatma Önder Özşeker’in doktora araştırmasını da şekillendiren ve yaklaşımına dayanak oluşturan 2005’te Sulukule’de mahalleyi yerinden eden kentsel dönüşüme karşı birlikte yürüttükleri çalışmayı anlatıyor. Sulukule deneyiminde, kent mücadelesine destek olanlar olarak, mahalleliler ile bir yüzleşme süreci geçirmişler. Sulukule’de sistemin rutinini (okul, iş gibi) reddeden, “rasyonel” görünmeyen hayat tarzlarına sahip halkla, “dışarıdan” dayanışanlar için sarsıcı ve öğretici bir karşılaşma yaşamışlar. Bu da, akademik politik bir araştırma yaparken ve dayanışma ilişkisi kurarken olmazsa olmaz bir etiğin ifadesi olmuş. ...

Devamını görmek için bkz.

Emet Değirmenci, "Afetler çağında doğayı planlamak", bianet.org, 22 Şubat 2025

Antroposen/Kapitalosen çağında deprem, yanardağ patlaması, tusunami gibi doğal afetlerle insan kaynaklı afetleri ayırt etmek epey zorlaştı.

Önümüzdeki yıllarda küresel iklim değişiminin sonuçlarıyla daha fazla karşılaşacağımız açık. Bu durumda bilimin ışığından uzak, bağımsız yapı denetim kurumlarından geçmeyen hayvan barınakları dahil her türlü canlı ve insan yerleşimlerinin gelecekte daha büyük hasarlarla karşı karşıya olduğunu tahmin etmek zor deği. Bu bağlamda artık çağımıza afetler çağı diyen Kanadalı aktivist yazar Naomi Klein’a katılmamak olanaksız!

Kaç bin canlı kaybettiğimizi hala bilmediğimiz 6 Şubat 2023 de Maraş odaklı yıkıcı depremde (Magnetüd 7.7) olduğu gibi bir dizi maddi manevi kayıptan sonra afete uğrayan yerler yeniden yapılanmada yol aldı elbette bu geçen iki yıl içinde. Hatay/Antakya'da olduğu gibi daha dayanıklı yer seçiminden zemine uygun yapılaşma ve yapılı alanın çevre ekosistemi ile bağlantısına kadar içinde yaşadığımız ekosistemi bir bütün olarak görmek gerekir.

Örneğin yeraltı jeolojik ve jeofiziksel yapının depremsellik nedeniyle başka bir yere kaydırılması söz konusu olduğunda Antakya Defne'de olduğu gibi halkın geçim kaynağı zeytinliklere ya da ormansal bir ekosisteme göz dikilmesi söz konusu olabiliyor. Hatta buraların reserv alan ilan edilmesi düşünülebiyor.

Oysa yeniden yapılandırılırken eski hat...

Devamını görmek için bkz.
 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2025. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X