| ISBN13 978-605-316-220-9 | 13x19,5 cm, 320 s. |
Liste fiyatı: 256.00 TL İndirimli fiyatı: 204.80 TL İndirim oranı: %20 {"value":256.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"11460","item_name":"Balıkların Bildikleri","discount":51.20,"price":256.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Balıkların Bildikleri Sualtında Yaşayan Kuzenlerimizin İç Dünyaları Özgün adı: What a Fish Knows The Inner Lives of Our Underwater Cousins Çeviri: Elvin Vural Yayıma Hazırlayan: Özde Duygu Gürkan Kapak Tasarımı: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Şubat 2021 |
“Balık düşünmez, o her şeyi zaten bilir.” Böyle der Rus yazar Platonov bir romanında. Öte yandan balıkların bitkilerden hallice olduğu düşünülür genelde. Suların bu sessiz sakinlerini “süs” olarak akvaryumlara koyar, “eğlence” olsun diye avlarız. Hafızalarının üç saniyeyle sınırlı olduğunu ve acı çekmediklerini düşünür, onlara reva gördüğümüz muameleye pek kafa yormayız. Balıkların Bildikleri’nde etolog Jonathan Balcombe, son zamanlarda artan balık araştırmalarının yanı sıra kendi deneyimlerine dayanarak, çoğumuzun aklındaki balık imajını altüst eden bir tablo çiziyor. Yaygın varsayımların aksine, balıkların “sadece hissetmekle kalmayıp aynı zamanda çevrelerinin farkında olan, iletişim kuran, sosyalleşen, alet kullanan, erdemli, hatta entrikacı canlılar” olduklarını gözler önüne seriyor ve her biri ayrı bir birey olan bu hayvanları “ahlaki kaygı çemberimizin dışına sürme eğilimimizi” sorgulamamız gerektiğini vurguluyor. Balıklar neler görür ve duyar? Birbirlerini nasıl tanırlar? İnsanları da tanıyabilirler mi? Acı ve sevinç hissederler mi? Kişilikleri var mıdır? Zekâ gerektiren işlerde performansları nasıldır? Neler öğrenebilir ve öğrendiklerini ne kadar süre hatırlayabilirler? Nasıl işbirliği yapar, hangi toplumsal kuralları ve hiyerarşileri gözetirler? Yavrularını korumak için hangi yaratıcı yöntemlerden faydalanır ve cinsiyetler arasında nasıl bir işbölümü yaparlar? Kendi “kültürleri” var mıdır? Bu soruların ve daha nicelerinin cevaplarını merak eden okurlarımızı, nefeslerini tutup balıkların renkli dünyasına dalmaya davet ediyoruz! | İÇİNDEKİLER |
Önsöz
1 Yanlış Anlaşılan Balık
2 Balıkların Algıladıkları Balıkların Gördükleri Balıkların İşittikleri, Kokladıkları ve Tattıkları Yön Bulma, Dokunma ve Ötesi
3 Balıkların Hissettikleri Acı, Bilinç ve Farkındalık Stresten Sevince
4 Balıkların Düşündükleri Yüzgeçler, Pullar ve Zekâ Aletler, Planlar ve Maymun Zihinler
5 Balıkların Tanıdıkları Sosyal Hayat Toplumsal Sözleşmeler İşbirliği, Demokrasi ve Barışı Koruma
6 Balıkların Üreme Biçimleri Seks Hayatları Ebeveynlik Tarzları
7 Sudan Çıkmış Balık
Sonsöz
Teşekkür Notlar Dizin
| OKUMA PARÇASI |
Birinci Bölüm, Yanlış Anlaşılan Balık, s. 19-21 Üzerinde çok düşünmeden “balık” dediğimizde kastettiğimiz, aslında olağanüstü çeşitliliğe sahip bir canlılar kümesidir. Balıklara dair en geniş kapsamlı ve en çok başvurulan çevrimiçi veri tabanı olan FishBase’e göre, Ocak 2016 itibarıyla 64 takıma ve 564 familyaya ayrılmış 33.249 balık türü mevcuttur. Bütün memeli, kuş, sürüngen ve amfibi türlerinin toplamından daha yüksek bir rakamdır bu. “Balık” dediğimizde, dünya üzerinde yaşayan bildiğimiz tüm omurgalı türlerin yüzde 60’ından bahsederiz. Modern balıkların neredeyse tümü iki büyük gruptan birine mensuptur: kemikli balıklar ve kıkırdaklı balıklar. Bilimsel adı Teleostei olan kemikli balıklar (terim Yunancada “tam” anlamına gelen teleios ve “kemik” anlamına gelen osteon sözcüklerinin birleşiminden meydana gelmiştir) günümüzde yaşayan balıkların büyük çoğunluğunu oluşturur. Bu gruptaki 31.800 tür arasında somon, ringa, levrek, tonbalığı, y... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Öznur Özkaya, "Balık düşünmez, çünkü balık her şeyi bilir...", ilerihaber.org, 18 Nisan 2021 İnsan kendinden başka hiçbir canlının acı hissetmeyeceğine inandırmış kendini. Kertenkelelerin kuyruk acısı, avlanan hayvanın iç organlarının etrafa dağılması, balıkların oltanın ucunda çırpınışı hiç düşündürmüyor insanları. Tilkileri öldürüp kürklerinden elbise yapan, bol proteinli inekleri yiyip fosfor deposu balıkları avlayan insan hayatta kalmadan hayatın kutsallığını anlayabilir miydi bilinmez ama ölü hayvanların cesetleri üzerine kurulmuş olan varlığımız ve uygarlığımız tahammül edilemez bir vicdan muhasebesine dönüşmeye başlamadı mı? Hayatları kara hayvanlarınkine kıyasla çok daha zor gözlemlendiği için balıkları anlamakta zorlanırız. Balıkları donuk, şapşal hayvanlar olarak görürüz. Halbuki Jonathan Balcombe'nin Balıkların Bildikleri adlı kitabında belirttiği üzere "Balıklar, kendi içinde değerli olan - yani bizim için söz gelimi bir kazanç ya da ... Devamını görmek için bkz. | |
|