| ISBN13 978-975-342-347-2 | 16.5x22.5 cm, 1026 s. |
Liste fiyatı: 1,100.00 TL İndirimli fiyatı: 880.00 TL İndirim oranı: %20 {"value":1100.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"666","item_name":"Yüzüklerin Efendisi","discount":220.00,"price":1100.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Yüzüklerin Efendisi Tek Cilt Özel Basım Yüzük Kardeşliği / İki Kule / Kralın Dönüşü Özgün adı: The Lord of The Rings Çeviri: Çiğdem Erkal Yeşilbademli Yayıma Hazırlayan: Deniz Erksan, Bülent Somay, Müge Gürsoy Sökmen Yayın Yönetmeni: Müge Gürsoy Sökmen Kapak Tasarımı: Semih Sökmen, Emine Bora Şiir Çevirileri: Bülent Somay |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Aralık 2001 | 20. Basım: Ocak 2025 |
Üç kısımı bir araya getiren özel, tek cilt edisyon. Hem hâlâ okumamış, "okuyacak olanlar" için, hem de bu güzel kitabın kütüphanenizde gelecek kuşaklara devrolacak kadar kalıcı olması için... | ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Sevin Okyay, “Orta Dünya'nın ortak lisanı”, Virgül, Sayı 3, Aralık 1997 Tolkien Hobbit'i gerçekten de çocukları için yazmıştır belki, zaten onları masallarla oyalamak gibi bir huyu vardı. Ama Hobbit'in masalsı, nispeten hafif üslubuyla başlamasına rağmen Yüzüklerin Efendisi gitgide daha esrarengiz, karanlık, karmaşık hale gelen havasıyla fantezinin ayrı bir grubunda yer alır. Fevkalade zengin tarihi, coğrafyası, ve hepsinden önemlisi göz kamaştırıcı lisan çalışmasıyla düpedüz eşi menendi olmayan bir kitaptır. Aslında, kişiliğinin parçalarını toplayıp bir araya getirircesine yazdığı Yüzüklerin Efendisi'ni onun bütünlenmesi, doruğa varması, kendini resmetmesi olarak görsek de, John Ronald Reuel Orta Ülke'de yaşamadı. 3 Ocak 1892'de, Güney Afrika'da, Bloemfontein'de doğdu. Annesi de, babası da Birminghamlıydı ama yeni bir hayat arayarak yurtlarını bırakıp Güney Afrika'ya gitmişlerdi. Babası banka müdürüydü. Üç yıl sonra anne Mabel, iki oğlu Ronal... Devamını görmek için bkz. | |
Zeki Bulduk, “Orta Dünya’dan Kalbe Doğru…”, Kitap Zamanı, 25 Eylül 1998 Romanlarında alegori –benzeşim– yapmadığını, alegorinin sanata yapılacak en çirkin saldırı olacağını belirten J.R.R. Tolkien yazdıklarının gerçekliğine inanmaktadır. Yazarın inandıklarını tartışmak değil niyetim. Fakat teşbih hususunda kendisini yanılttığı kanaatindeyim. Gerçi bu konu Avrupa'da alegori-masal tartışmalarının merkezinde yer aldı ve Tolkien kendisini bu iki grubun yorumlarından da uzak tuttu. (…) Popülarizmin başını alıp gittiği zamanımızda Yüzüklerin Efendisi'ne olan teveccühün fazlalığı (Türkiye şartlarında) elbette güzeldir. Fakat kitaptaki remizlerin sağlıklı okunması için iktidar, irade, ihtiyat, işbirliği, cesaret, sorgulama gibi kavramların altının doldurulması gerektiği kanaatindeyim. Yoksa Tolkien okuyanlar ya da okumayanlardan olmanın hiçbir anlamı yoktur. Arayış ya da kaçış edebiyatına göre de tavsif edilen Yüzüklerin Efendisi, yok ettiğimiz... Devamını görmek için bkz. | |
Bülent Somay, “Bir Kült Kitap: Yüzüklerin Efendisi”, Cumhuriyet Kitap, 20 Kasım 1997 Soğuk, protokol düşkünü, heyecansız, mesafeli, tepkileri ölçülü, resmi, ateş hattında bile beş çayını ihmal etmeyen İngiliz ulusu, hiçbir şeyden kendi yazarlarından çektiği kadar çekmedi. Eşcinseller mi istemezsiniz (Oscar Wilde), roman yazıyorum diye hela maceralarını anlatanlar mı (Jame Joyce)? Zaten zamanında Swift şu İrlanda meselesini karıştırıp saygıdeğer İngilizlerin başını epeyce ağrıtmıştı. D. H. Lawrence soyluların dünyasına cinselliği soktu. Virginia Woolf "İngiliz kibarlığı" maskesi ardında gizlenen "erkek egemen" toplum değerlerini az mı aşındırdı? Bunlara bir de saygıdeğer bir İngiliz dili profesörünün (hiç utanmadan!) peri masallarını roman diye yutturmaya kalkışmasını ekleyin... J. R. R. Tolkien 1937'de Hobbiti yazdığında o kadar da ciddiye alınacak bir durum yok gibiydi. Alt tarafı, üstad çocuklarına anlattığı masalları yayımlamıştı; bu kadar şirinlik bir İng... Devamını görmek için bkz. | |
Bülent Somay (Metis Yayınları Bilimkurgu ve Fantezi Editörü) "Kendi kuralları olan, bambaşka bir tarihi, tanrılar sistemi ve ahlak kuralları olan dünyada gezen fantastik romanlar Tolkien'la başlıyor. Yazarın yarattığı dünyanın temellerini attığı Hobbit'le Yüzüklerin Efendisi arasında 15 seneye yakın bir zaman var. Tolkien, aslında bir dilbilimci, yani işi dille. O yüzden, eski İskandinav dillerini, eski İngilizce'yi gayet iyi biliyor. Artı, bu dillere ait destanları biliyor, kendi dillerinde okuyabiliyor onları. Fantastik bir dünya yaratıp, kendi anlatmak istediği öyküyü o dünyanın sınırlarına koymak fikri, Tolkien'a çok cazip geliyor ve Hobbitle yaşadığı dünyayı, Yüzüklerin Efendisi için oturup baştan yaratıyor. Bu açıdan bakacak olursak Yüzüklerin Efendisi, bir tarihsel romana da benziyor, bir macera romanına da. Tolkien, oturuyor ve romanda bildiğimiz tipleri yaratıyor; Hob... Devamını görmek için bkz. | |
Sevin Okyay, “Gerçek gibi hikâye: Yüzüklerin Efendisi”, Radikal Kitap Eki, 21 Aralık 2001 Hayal gücünün has çocuğu fantezinin yükseldiği bir dönemdeyiz. Bu dönemin en parlak yıldızlarından biri Harry Potter'ın yaratıcısı Joanne Kathleen Rowling'se, bir diğeri de fanteziye hâkimiyetini ilk kez Hobbit'le kanıtlamış olan John Ronald Reuel Tolkien'dir: Her haliyle Victoria devrine has niteliklere sahip, münzevi sayılmasa da şan şöhretten kaçmış, mazbut bir dilbilim profesörü. J.R.R., Hobbitten on yedi yıl sonra yayımlamaya başladığı Yüzüklerin Efendisi'yle benzersiz bir efsanenin de yaratıcısı oldu. Rowling onun yanında her anlamda yeniyetme sayılır. Tolkien, hayranlarına göre, saygın bir dilbilimci ve yazar, özellikle 1960'lı yıllarda ona karşı çıkanlara göre ise, yolunu şaşırıp 'kaçış edebiyatı'ndan bir örnek sunmuş bir akademisyendi. Aynı yılların beat kuşağı ise, 'Gandalflar ölmez', 'Frodolar ölmez', 'Başkan adayımız Gandalf' ya... Devamını görmek için bkz. | |
Sabri Çuha, "Yüzüklerin Efendisi", kara mecmuA, 2002 "Güzel bir kitap okudum" veya "güzel bir film izledim" demek için kullandığnız kriterler nelerdir? O kitabın ya da filmin sizi içine alıp bambaşka bir gerçeklik içinde bir süre dolaştırıp sonra da "keşke bitmeseydi" duygusuyla koltuğunuza geri bırakması mı? Eğer kriteriniz bu ise, doğrudur, Yüzüklerin Efendisi kitabı ve filmi güzeldir. Ama bence kriter olarak bundan daha fazlasına ihtiyacımız var; çünkü bir eserin "başarısı" ardında büyük kötülükler barınabilir. Özellikle fantastik edebiyatın kilometre taşı olarak kabul edilen Yüzüklerin Efendisi kitabı ve yıllar sonra onun sinemaya uyarlanması bu açıdan incelenmeye değer. Bu inceleme, eleştirel yaklaşımı fantastik edebiyatın, fantastik çizgi romanların ve fantastik sinemanın diğer örneklerine de uygulamak üzere bize bir yöntem sunabilir. Ben kitabı Metis Yayınları tarafından ilk yayınlandığı zaman okudum. … Hakkını vermek gerekir ki, J... Devamını görmek için bkz. | |
A. Ömer Türkeş, ''Fantazyalar politiktir'', Birgün Kitap Eki, 2 Mart- 15 Mart 2013 Fantastik edebiyat çok uzun yıllar boyunca Türkiyeli yazar ve okuyucular için çekici olmadı. Sadece fantastik anlatıların değil korku, bilim-kurgu edebiyatının, ütopya ve kara ütopyaların, yani insanın hayal gücünü özgürleştirecek anlatıların zayıflığından söz etmek gerekir. Türün ustalarından Ursula K. L. Guin'in ifadesiyle “hayal gücünü özgürleştirecek anlatılar”ın, özellikle de masallardan, efsanelerden, hurafelerden çıkıp gelmiş cin, melek, şeytan, peri, ejderha gibi olağanüstü varlıkların Türk romanında neden işlenmediği sorusunu yanıtlamak başlı başına bir yazı konusu. Özetle söyleyelim; bunun nedeni romana yüklenen rol ya da biçilen değerle ilgili. Biraz daha açalım; Osmanlıya “Osmanlı nasıl kurtulur?” meselesinin bir parçası olarak ithal edilen roman sanatına toplumu eğitici/öğretici bir rol yüklenmişti. İlk romanların yazarları, roman ile ilgili yazılarında Avru... Devamını görmek için bkz. | |
|