Hakan Güngör, "Resimleri keşifte bir yol haritası", Evrensel, 29 Eylül 2015
Yeni açılan sergiler, uzun süredir açık olan ama henüz gidemediklerimiz... Bir resmin önünde durup uzun uzun esere bakarken neler görürüz? Özenle çizilmiş figürler, uyum içindeki renkler, perspektifle algımıza işleyen derinlik... Peki ya sanatçı bize çok daha fazlasını anlatıyorsa? İşte tam da bu noktada devreye Metis Yayınları’ndan çıkan Daniel Arasse’nin Yakın Bakış: Resim Okumaları kitabı devreye giriyor.
Cezayir’de doğan Fransız Sanat Tarihçisi Daniel Arasse, 15. yüzyıl-19. yüzyıl modern sanat tarihi üzerine dersler vermiş bir isim. Bugüne dek aralarında Leonardo da Vinci’nin Evreni, Giyotin ve Terörün İmge Dünyası gibi eserlerin de yer aldığı pek çok kitap kaleme aldı. Arasse Yakın Bakış kitabında “Bir resme nasıl bakılır?” sorusuna yanıt arıyor. Mektup, deneme, söyleşi gibi farklı tarzlarla sanat tarihine damga vurmuş resimleri inceliyor. Tintoretto, Cossa, Bruegel, Tiziano, Velázquez gibi ressamların eserlerindeki sembollerden yola çıkarak sanat eserlerine bakışımızı etkiliyor.
Nedimeler tablosunun yarattığı kırılma
Arasse, Velazquez’in Nedimeler adlı tablosu için çok fazla söz söylendiği ama bazı şeylerin gözden kaçtığı görüşünde. Velazquez, bu tabloda kendini bir resmi yaparken tuvale yansıtmıştı. Resimde, ressamın hemen arkasında duran aynada ise o anda resmini yaptığı kişilerin yansıması görülüyordu. Sanat tarihinde bir kırılma yaratan eserle ilgili Arasse “Ressam kendini de esere koyarak, Santiago Şövalyeleri Nişanı’nı almış ve kendisini bir altesin yanında resmedilebilecek bir ressam olarak başarısını kutluyor” ifadelerini kullanıyor. Resmin tarihteki değerini ise, “Velazquez sayesinde sonunda ‘mekanik’ değil, ‘serbest’ bir sanat olmanın ayrıcalığına kavuşuyor” diye yorumluyor.
Yalnızca tabloların sanat tarihindeki öneminden söz etmiyor Arasse. Resimlerdeki metaforlardan, detaylardan da bahsediyor. Söz gelimi Tiziano’nun Urbino Venüsü tablosu... Resimde çıplak bir kadın yatakta uzanırken görülüyor. Eli cinsel organının hemen üzerinde duran kadının yatağının ucunda küçük bir köpek uyuyor. Arasse’ye göre bu zannedildiği gibi sadakatin simgesi değil. “Köpeğe gelince, o da bilinen bir sadakat simgesi olmasının yanı sıra azgınlığı da simgeleyebiliyor. En azından burada uyuyor. Tiziano Madrid’de bulunan Danae’sinde, sahibesi altın yağmuruna dönüşen Jüpiter tarafından gebe bırakılırken, yatağında uyuyan bir küçük köpek daha çizmişti. Dolayısıyla yatakta uyayan küçük köpek ille de evlilikte sadakatin simgesi olacak diye bir şey yok.”
Köpeğin sembolizmi demişken kitapta sözü geçen Francesco del Cossa’nın Meryem’e Müjde resmine değinelim.
Meryem'e Müjde’deki salyangozun anlamı
Resimde Cebrail’le Meryem’in karşılaşma anı görülüyor. Cebrail’in karşısında bir sütun vardır ve Meryem’i bu sütuna rağmen görmektedir. Bakışın sütunları aşabilmesi tanrısal güce işaret eder. Resimde dikkat çeken bir ayrıntı da en önde yer alan salyangozdur. Salyangozun varlığına dair bugüne dek epey yorum yapıldığını hatırlatan Arasse, resimde yer almasına dair şu yorumu yapıyor: “Meryem’in Tanrı tarafından döllenmesinin simgesi olan salyangoz bir Meryem’e Müjde tablosunun asla Meryem’e Müjde’nin mucizevi konusunun -Kurtarıcı Tanrı’nın insan bedenine bürünüşünü- gösteremeyeceğini kanıtlamaktadır bize. Cossa’nın dehası salyangozu betimlemenin eşiğine sınırına koyarak o betimlemenin sınırını belirlemesinde yatar.” Salyangoz burada tanrısal bir döllenmenin, ağır ağır işleyen bir mucize sürecinin simgesidir.
Bir resmi “okumak”, tahlil etmek zannedildiğinden daha büyük bir keşif süreci anlamına geliyor. Daniel Arasse’nin Yakın Bakış: Resim Okumaları kitabı da tam bu noktada devreye giriyor ve bu keşifte bir yol haritası olma özelliği taşıyor.