| ISBN13 978-975-342-351-9 | 13X19,5 cm, 273 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Sema Uludağ, “Fantazya artık daha zengin”, Milliyet, 21 Mart 2002 J.R.R Tolkien’in adını ülkesi sınırları dışına taşıyan Yüzüklerin Efendisi sayesinde fantazya hatırı sayılır bir hayran kitlesi elde etti. Büyükler için yazılmış bir masal niteliği taşıyan Yüzüklerin Efendisi, fantastik edebiyata ilgiyi ortaya çıkarırken bir gerçeği de gözler önüne seriyordu. Türk edebiyatı bu alanda, ciddi anlamda kaleme alınmış bir eserden yoksundu. Tabii bugüne kadar. Barış Müstecaplıoğlu, fantazya tarzının bu ülke topraklarında da yeşerebileceğini kanıtlarcasına Korkak ile Canavar'ı çıkardı. Korkak ile Canavar, hem 24 yaşındaki Müstecaplıoğlu’nun hem de Perg Efsaneleri adını taşıyan dörtlemenin ilk kitabı. Fantastik edebiyatın bütün unsurlarını kitabına dahil eden Müstecaplıoğlu, yarattığı ve Perg adını verdiği dünyada yaşanılan olayları anlatıyor. Üzerinde yer alan hemen her ülkede, ortak dilin konuşulduğu Perg’i keşfetmeye niyetlenen fantazya tutkunları, Leofold, Guorin ve Geryan adlı kahramanlar eşliğinde sürdürüyor yolculuklarını. Genç, yakışıklı, cesur bir savaşçıyken bir yaratığın tuzağına düşen ve canavara dönüşen Leofold, kitaba adını veren "Canavar"ı temsil ediyor. Ülkesinin tüm erkekleri savaş meydanlarında çarpıştığı halde sakat numarası yaparak evinde kalmayı tercih eden ve hamile karısının katiliyle bile dövüşemeyecek kadar korkak olan Guorin’in ise neyi temsil ettiği çok açık. Yolları bir şekilde kesişen "Korkak ile Canavar"ın, geçmişi binbir gizemle dolu büyücü Geryan ile karşılaşmalarıyla birlikte maceraya da başlıyor. Üç kafadarın yolculuğu sırasında Perg’in güzelliğini gözler önüne sererken bir yandan da savaş tanrısının gazabından tüm dünyayı kurtarmak amacını taşıyan kutsal bir görev yerine getiriliyor. Büyünün, tılsımın, lanetin ve birbirinden ilginç yaratıkların hüküm sürdüğü roman boyunca, günümüzde adından pek söz edilmeyen ya da yüklendiği anlam yok sayılarak içi boşaltılan bazı kavramlar önemli yer tutuyor. Tüm Perg’i korkudan titreten Tshermon’u yenebilecek yegâne gücün, çocuk görünümlü Masumiyet Tanrısı’nda bulunması veya tanrılık sıfatının kafalarda yaratıldığı gibi güçle değil bilgelikle kazanılabileceği, macera boyunca okura verilen mesajlar arasında. "Korkak ve Canavar" aracılığıyla serüvene hazırlanan okuru bir konuda uyarmakta yarar var. Çünkü, ihtirasları ve iktidar hırsı nedeniyle tüm Perg’i ele geçirmeye çalışan savaş tanrısı Tshermon’a karşı mücadele eden söz konusu üç isim, diğer kitaplarda karşılaşmaya alışık olduğumuz kusursuz kahramanlardan değiller. Yazarın kusursuzu yaratmaktansa iç çelişkileri, korkuları, hataları ve fiziksel çirkinlikleri olan karakterleri tercih etmesinin nedeni ise Korkak ile Canavar'ın ilk sayfasında bulunan şu sözle açıklanıyor: "Kimse sadece iyi değildir. Kimse sadece kötü değildir. Bir savaşı bitirmek kahramanlıksa, buna kendinle barışarak başla." |