| ISBN13 978-975-342-577-3 | 13x19,5 cm, 256 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | İkinci Kısım, Resimleri Hareket Ettirmek’ten, sayfa 85-86. Bir kuşun havada uçtuğu söylendiğinde, orta uzaklıkta hareket eden bir benek hayal ederek onu zihnimizde canlandırmak görece kolaymış gibi gelir. Fakat önce belli bir kuşu zihnimizde canlandırıp ardından onun uçuşunu hayal etmeye çalıştığımızda, imgeyi havalandırmak bir hayli zor olacaktır. Mesela bahçemde bulunan genç bir dişi Amerikan ispinozunun imgesini, uzun uğraşlar sonucunda, epey başarılı bir şekilde zihnimde canlandırabiliyorum. Bu kuşun zihinde kolayca canlandırılabilmesi, bir çiçekle pek çok ortak noktasının bulunmasıyla ilgili olabilir. (Aslında, kısa süre önce doğmuş, tüyleri koyu kahverengi kuş bahçeye ilk girdiğinde tesadüfen kayısı-pembe renkli bir zambağın arkasına konmuştu ve çiçek onun minik bedenini yer yer kapatıyor, daha doğrusu onun imgesinin üzerine bindirilmiş gibi duruyordu. Birkaç hafta sonra, bir iki gündür gözüme takılan olağandışı kayısı-pembe kuşun aynı kuş olduğunu, ergenlik dönemindeki tüylerinin dökülüp ilk kış tüylerinin çıkmış olduğunu fark ettiğimde ne kadar da şaşırmıştım.) Kayısı-sarı-kırmızı renkte bir daire, daha doğrusu dik ve tombul bir elips hayal edersek zihnimdeki imgeye az çok yaklaşmış oluruz. Şimdi o imgeye bazı geometrik biçimler ekleyelim: yukarıdan aşağıya olan mesafenin üçte birinde mercan rengi belirgin bir üçgen (gagası), onun yanında da kusursuz bir siyah daire (gözü). Sonra da buna, parlak samur kızılı üzerine yer yer kül dökülmüşçesine minik dar şeritler halinde kırmızı-kahverengi-gri tonları olan üç biçim daha ekleyelim: dolgun dairenin tepesine bu tonlarda bir üçgen koyun (sorgucu), büyük dairenin içinde dikey olarak inen, aynı parlak renkte dar bir elips (kanatlardan biri) ve son olarak, dairenin altından dimdik aşağı inen ince bir renk kaması (kuyruğu). Fakat zihnimde onu uçarken canlandırmaya çalıştığımda, hatta onu dalda hareketsiz durup kuyruğuyla küçük daireler çizerken canlandırmaya çalıştığımda, ki tüm Amerikan ispinozları gibi bu hareketi sürekli yapar (karşı cinsi cezbetmek için yapılıyormuş gibi duran bir harekettir bu, ama kalbinin hızlı atışlarını düzenliyor olabileceği gibi, dikkat çektiğinde gövdesi değil kuyruğu hedef alınsın diye yapılıyor da olabilir), hareketlerini zihnimde gerçekten canlandıramam, ancak canlandırdığımı hayal edebilirim. İmgesel kuş gerçek kuş karşısında nasılsa (benzer ama daha solgun), hayal edilmeye çalışılan hareket de imgesel kuş karşısında öyledir (benzer ama daha solgun). Hareket düşüncesi ya da hareketin zihinsel olarak görülmesi, kuşun daha maddi imgesinin üzerine bindirilmiş gibidir. Kuşu hayal edebilirim, ama hareketlerini hayal ettiğimi ancak hayal edebilirim. Yazarlar zihnimizdeki imgeleri hareket ettirmemizi nasıl sağlıyorlar? Aşağıda bunu sağlamanın beş yöntemi üzerinde duracağız. Yazarların talimatları doğrultusunda uçan nesneler de bazen duran nesneler kadar canlı bir biçimde görülebilir. Ama yazarlar bizi imge inşa etme yönünde bir zihinsel faaliyete soktuğunda, kasti olarak, yarı hayal edilebilir bir şeyin imgesini hemen hemen tam hayal edilebilen bir şeyin imgesi üzerine bindirmemizi isterler; keza sekizde bir hayal edilebilen daha da solgun bir yüzey imgesini, yarı yarıya hayal edilebilen görece sağlam yüzey imgesi üzerine bindirmemizi de isteyebilirler. Eşit olmayan hayal edilebilirlikteki imgelerin sürekli katmanlara ayrılması muhayyileye temel yapı malzemelerini verir. (...) |