| ISBN13 978-975-342-273-4 | 13x19,5 cm, 360 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Önsöz, s. 17-19 Bu kitapta, kişilik bozukluklarının etiyolojisi, doğası ve tedavisi üzerine sürmekte olan araştırmalarımın en sonuncusunun sonuçlarını sunuyorum. Böyle bir araştırmanın temelinde, ağır derecede patolojik insan davranışının dinamiklerini anlamak yatar. Bu nedenle, kitabım psikanalitik güdülenme kuramını, saldırganlık üzerinde durarak incelemekle başlıyor. Duygular üzerine en son gelişmeler ışığında, Freud'un kuramını terk etmektense, değiştirmeyi öneriyorum. Önerdiğim değişiklikler duyguların, dürtülerin örgütlenmesindeki temel rolünü vurgular. Ayrıca bu yeni kurama göre duygular, kişilik oluşumunun belirleyicileri olarak, nöropsikolojik belirleyicileri ve bebeklik ve çocukluktaki en erken kişilerarası yaşantıları bir araya getirir. Duyguları geniş olarak ele alırken, saldırganlık üzerinde özellikle duruyorum. Amacım, saldırganlıkla öfke ve öfkeyle nefret arasındaki ilişkiyi berraklaştırmaktır. Tüm çalışmalarımın altında yatan inanç, kişilikteki psikopatolojinin, erken dönemdeki önem taşıyan nesnelerle duygusal yaşantıların etkisi altında oluşan ruhsal yapılar tarafından belirlendiğidir. Bu inanç, davranışın betimlenmesine dayalı bir tanı sistemini, ruhsal yapı oluşumu çevresindeki bir psikodinamik yaklaşımla bütünleştirme çabalarımda kendini gösterir. Sık görülen birkaç kişilik bozukluğunu bu yaklaşım ışığında tanımlıyorum. Ben psikolojisi-nesne ilişkileri kuramımı, klinik ortama uyacak şekilde yeniledim ve bu kitabın ortalarında ayrıntılı olarak anlatıyorum. Bu bağlamda, kronik bir nefret ve bu nefrete karşı ikincil savunmalar şeklinde yapılanmış bir saldırganlığın, aktarımda ve karşı aktarımda neden olduğu özgül çarpıtmalara odaklanıyorum. Kimlik dağınıklığı, gerçeği değerlendirme yetisi ve tedavideki çıkmazlar arasındaki etkileşimi nevrotikten, sınır ve psikotik örgütlenmelere uzanan tüm kişilik bozuklukları yelpazesinde inceliyorum. Saldırganlık ve nefret üzerine kuramsal vargılarımı, gerçek psikanalizden, psikanalitik psikoterapiye ve hatta hastane ortamı tedavisine dek, ağır kişilik bozukluklarının tedavisi için yeni teknik yaklaşımlara uyguluyorum. Psikopatolojiyi belirlemede ruhsal yapının ve saldırganlığın önemini araştırırken, bu kitabın son bölümünde sapıklıklar üzerinde de duruyorum. Sapıklıkların ve kişilik bozukluklarının psikodinamiklerini –hem ortak yönlerini, hem de farklarını– özetliyorum. Bu tartışmada, eşcinselliğin günümüz psikanalitik düşüncesindeki özel konumunun altını çiziyorum... |