ISBN13 978-605-316-426-5
13x19,5 cm, 384 s.
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
 

Atilla Özsever, "Cumhuriyetçilerin mücadelesi", haber.sol.org.tr, 18 Ekim 2025

Siyaset bilimci Dr. Selman Saç, Fransa’nın Cumhuriyetçi Tarihi: Kuruluştan Uyuşmazlığa (1789-2025) isimli kitabında (Metis Yayınları, Eylül 2025) ağırlıklı olarak bu ülkedeki cumhuriyetçi gelişimi inceliyor.

Dr. Selman Saç, kitabının son bölümünde de “Macroncu Cumhuriyeti” incelediği gibi Fransa ve Türkiye’deki cumhuriyetçi gelişimi, benzerlikleri, benzemezlikleri, yeni bir cumhuriyet için arayışları dile getiriyor.

Halen Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nde Dr. Öğretim Üyesi olarak görev yapan Saç, Fransa’da “halkçı bir cumhuriyet” için mücadelenin daha ağırlıklı olduğunu belirtirken Türkiye’de ise bu yöndeki mücadelenin yetersizliğini öne sürüyor.

Paris Sorbonne Üniversitesi’nde de araştırmacı olarak çalışan Saç, 1789 Devrimi’nden günümüze kadar gelen beş cumhuriyetçi süreci detaylı bir şekilde inceliyor. Bu kısa girişten sonra öncelikle Fransa’daki son siyasal gelişmelere değinelim.

Fransa’da siyasal kriz

Siyasal çalkantıların sürdüğü Fransa’da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, geçen hafta istifa eden Başbakan Sebastien Lecornu’yu yeniden hükümeti kurmakla görevlendirdi.

Başbakan Lecornu, özellikle sendikaların tepki gösterdiği emeklilik yaşının 64’e yükselmesini öngören yasanın uygulanmasını 2028’e erteledi. Bunu üzerine sosyal demokrat eğilimli Sosyalist Parti, 16 Ekim 2025 günü yapılan oylamada hükümete destek vererek güvenoyu almasına sağladı.

Radikal sol parti Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) ile aşırı sağcı, faşist Marine Le Pen’in partisi Ulusal Birlik (RN), Lecornu hükümetine ayrı ayrı gensoru verdi, hükümet, sosyalistlerin desteği ile kıl payı da olsa güvenoyu alabildi.

Ancak siyasal kriz devam ediyor, çünkü kamu harcamalarını kısıtlayan 2026 bütçe görüşülmesi sırasında da sorun çıkabilir ve yenilenen kriz bir erken genel seçime de yol açabilir.

1 yılda üç başbakan

Fransa'da merkez sağcı Michel Barnier hükümeti, üç aylık görev süresinin ardından 2025 bütçe görüşmelerinde yaşanan uzlaşmazlık nedeniyle 4 Aralık 2024'te muhalefetin verdiği gensoru önergesiyle düşmüştü.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, François Bayrou'yu 13 Aralık 2024'te başbakan atadı. Kamu borçları nedeniyle zor durumda olan ülkede yeni bütçe görüşmeleri, hükümet ile muhalefet arasındaki temel anlaşmazlık konularından birini oluşturuyor.

Bayrou hükümetinin kamudaki sosyal harcamaların kısıtlanmasıyla 43 milyar avro civarında tasarruf yapılmasını içeren 2026 bütçesi, muhalefetin verdiği güvensizlik oyu nedeniyle 8 Eylül 2025’te hükümetin düşmesine neden oldu.

Macron, 9 Eylül'de Sebastien Lecornu'yu başbakan atadı. Fransa'da 5 Ekim'de yeni hükümeti kuran Lecornu, gelen tepkiler üzerine bir gün sonra istifa etti. Macron 10 Ekim'de Lecornu'yu yeniden başbakan olarak atadı.

Fransız parlamentosu halen sol partilerin oluşturduğu Yeni Halk Cephesi (NFP), Marine Le Pen’ın Ulusal Cephe’si (RN) liderliğindeki aşırı sağ ve Macron’un merkez sağ ittifakı arasında bölünmüş durumda bulunuyor. Fransa parlamentosunun üç parçalı yapısında hiçbir blok çoğunluğu sağlayamıyor.

Genel grevin etkisi

Barnier ve Bayrou hükümetlerinin kamu borcunu kapatmak amacıyla parlamentoya sundukları kemer sıkma bütçeleri güvensizlik oyuyla sonuçlanmıştı. Macron’un kemer sıkma politikaları, 10 Eylül ve 2 Ekim’de de sendikaların destek verdiği ülke çapındaki “Her Şeyi Durdur” eylemlerine yol açmıştı.

Genel grev niteliği taşıyan bu eylemler, özellikle emekli aylıklarının ve sosyal yardımların dondurulması, kamu hizmetlerinde ciddi bütçe kesintilerinin öngörülmesi üzerine gerçekleştirildi. Genel grev, aynı zamanda emeklilik yaşını yükseltilmesinden vazgeçilmesi, kamuda işten çıkarma planlarının uygulanmaması amacını da taşıyordu.

Neoliberal otoriter rejim

Dr. Selman Saç, Fransa’nın Cumhuriyetçi Tarihi isimli kitabında Macron yönetimini neoliberal otoriter bir deneyim rejimi olarak değerlendiriyor. Saç, Macron’un 2014-2016 yılları arasında sosyal demokrat eğilimli Sosyalist Parti’nin iktidarı döneminde ekonomi bakanlığı görevini yürütmesine rağmen daha öncesinde büyük finans kuruluşlarında uzman olarak çalıştığına dikkati çekiyor.

Cumhurbaşkanı Macron’un sekiz yıllık iktidarı döneminde (2017-2025) daha fazla piyasa ve daha fazla otoriterliği yaşama geçirmek istediği belirtiliyor. 2018-2019 yıllarındaki “Sarı Yelekliler” isyanına karşı Macron’un her türlü protesto ve direnişi kolluk güçleriyle bastırarak otoriter uygulamalara ağırlık verdiği gözlemleniyor.

Selman Saç’ın “neoliberal otoritarizm” olarak nitelediği rejim, ciddi siyasal krizlere gebe olurken eski haliyle değil toplumun daha “halkçı” bir cumhuriyete dönüşmesi arzusuyla şekillenmeye çalışıyor. Yine Saç’ın deyimi ile “Macron’un nefes verdiği ‘yenilenmiş eski’ ölüyor, doğmakta olan yeninin neye tekabül edeceği ise meçhul…”

Cumhuriyet karşılaştırması

Dr. Selman Saç, Fransa’daki cumhuriyet deneyiminin uzun erimli, çatışmalı, ağır aksak ilerlediğini, 18. yüzyıl sonlarından 19. Yüzyılın yarısına kadar bir dizi devrim ve birçok farklı rejimle büyük gelgitler yaşadığını belirtiyor.

Saç, “Türkiye’deki uluslaşma ve cumhuriyetleşme süreci bütün sancılarına rağmen daha kısa bir zamana sıkışmıştır” diyor.

Dr. Öğretim Üyesi Saç, Türkiye’deki “Cumhuriyet, antiemperyalist savaşın bütün ağırlığıyla hem içeriye (saray, siyasi muhalifler, karşı ayaklanmalar) hem de dışarıya (işgalciler) karşı verilen çifte bir mücadelenin sonucunda varılan bir duraktır” değerlendirmesi yapıyor.

Saç, Türk Devrimi’nin Fransız Devrimi’nin laiklik ve Batıcılık anlayışından ziyade ulusal bağımsızlık, monarşi karşıtlığı, halk egemenliği ve kısmen de insan hakları bağlamından etkilendiğini öne sürüyor.

Nasıl bir cumhuriyet?

Selman Saç, Türkiye’de AKP iktidarına karşı olan memnuniyetsizliğin “yeni bir cumhuriyet arzusuna kanalize” olmadığını ve halkçı bir cumhuriyet hareketinden söz etmenin güç olabileceğini iddia ediyor. Fransa’daki toplumun memnuniyetsizliğinde ise, halkçı bir cumhuriyet arzusunun daha net olduğunu belirtiyor.

Dr. Saç’ın bu son görüşleri tartışmaya açık. Ülkemizde de ciddi bir “cumhuriyetçi damar” bulunuyor. Kuşkusuz bunun daha örgütlü, birleşik ve sonuç alıcı bir mücadele içinde gelişmesi, keza bizde de artık “eski cumhuriyet” anlayışına dönülmeyip yeni hedefin özellikle devrimciler ve komünistler açısından “sosyalist bir cumhuriyet” olması yolunda çaba gösterilmesi önem kazanıyor, diyebiliriz...

 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2025. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X