Toprak Işık, "Gökbilimci gökbilimciyi gökte bulur", iyikitap.net, 4 Mart 2019
Newton ve Gökbilimciler Cemiyeti’ni, Marion Kadi ile Abram Kaplan yazmışlar. Konusu gökbilim olan kitabı Tatiana Boyko resimlemiş. Türkçeleştiren Siren İdemen. Kitap, Metis Yayınlarının Küçük Filozoflar serisinden çıkmış.
Profesör Newton, güzel bir Temmuz sabahı Cambridge sokaklarında dolaşırken, karşısına, her şeyleri birbirinin aynı, renkleri ise farklı yedi kedi çıkıyor.
Gözlemcinin gözlükleri nasıl yontulmuş ise ışığı mükemmel bir prizma becerisiyle kırıyor. Gökkuşağı renklerinde kedilerin görünmesi bu yüzden.
Newton elinde teleskobuyla kırlara açılıyor. Hemşehrilerini izlemek için kullanıyor uzakları yakın eden aleti. Kimi çay içiyor kimi ise muhallebi yiyor. Hatta biri de elinde dürbünle ona bakıyor. Newton, izlerken izlendiğini
görmenin şaşkınlığı ile gözlem aletini yerdeki bir yarığın içine düşürüyor. O da aletin peşinden gidince hızlı bir düşüş başlıyor. Dünya’nın merkezine doğru bir yolculuk bu. Kütle çekim ve hareket yasaları ne diyorsa o olacak:
Newton merkeze kadar hızlanır, merkezden sonra yavaşlamaya başlar. Dünya’yı bir uçtan ötekine katedip penguenler diyarına varır ama dışarı çıkamaz. Çünkü yörenin yerlisi bir penguen elini uzatıp ona yardım etmez. Üstelik o penguenin elinde Newton’un teleskobu vardır.
Newton, gerisin geri düşer. Korkulan olmaz; fizik için basit ama yapan için çileli harmonik hareket ile Dünya’nın bir ucundan diğerine sonsuza kadar gidip gelmez. Bir ağaç köküne tutunması sayesinde yolculuğunu başladığı yerde bitirmeyi başararak dışarı çıkar. Yalnız dürbününü, o penguene bırakmaya hiç niyeti yoktur. Dostu gökbilimci Halley’den yardım alır ve o deliğe mancınıkla fırlattırır kendisini ki yine yetersiz ilk hızdan kaynaklı bir sıkıntı olmasın.
Newton Dünya’nın öteki ucundan çıkarken penguenin elinden dürbününü de kapar ama duramaz; yolculuğuna gökyüzüne doğru devam eder. Başarılı uydu fırlatmalarına yüzlerce yıl varken Dünya’nın yörüngesine oturan ilk Newton olur. Daha bir turu bile tamamlamamışken, Descartes ile Leibniz ziyaret ederler onu. Üçlünün söyleşmesinden, aydınlatıcı bir bilim ve felsefe sohbeti çıkar ortaya. Konuşma sürpriz biçimde sonlanır; Leibniz ile Descartes, isteyip istemediğini sormadan, Newton’u Ay’a fırlatırlar.
Ay’da genç bir kadın karşılar onu ve Gökbilimciler Cemiyeti’ne götürür. Kepler, Kopernik, Galileo… Kendisi Newton’un konukluğu sırasında görünmese de Nasırüddin Tûsi de üyeler arasındadır.
Gökbilimciler, göklerden konuşurlar. Dünya yerine Güneş’i merkez alınca gezegen hareketlerinin nasıl da sadeleştiğinden ve kolay anlaşılır olduğundan bahsederler. Ay’daki sohbeti, Newton’un vefalı arkadaşı Halley’in gelişi bitirir. Kendi adını taşıyan kuyruklu yıldızın kuyruğundadır Halley. Newton’la birlikte öteki gökbilimciler de yıldızın kuyruğuna atlayıp sohbetlerine yolda devam ederler.
Newton’u Ay’a ayak bastığında karşılayan genç kadının adı Ptolemaios’tur. Tanıdığımız gökbilimci bir Ptolemaios var. Biz onu daha çok Batlamyus olarak biliyoruz. Gökbilimcilerin sohbetleri sırasında kitabın Ptolemaios’u, dünya merkezli evren modeli kaotik olarak nitelenince, “Benim evren modelim kaotik değil, karmaşık,” der. Tarihten tanıdığımız Batlamyus da Dünya merkezli bir evren modeli geliştirmişti. Buradan, kitabın kadın Ptolemaios’unun bizim erkek Batlamyus’umuzla aynı kişi olduğunu anlıyoruz. Yazarların bu cinsiyet değişikliğini ne maksatla yaptıklarını ise anlayamıyoruz.
Elli beşinci sayfada Newton, “(…) cisimlerin düşme hızı kütlelerine değil, ağırlıklarına bağlı,” diyor. Bunu söyleyen Newton olamaz; çünkü ifade yanlış. Cisimlerin yere düşme hızı, yerçekimi ivmesine, yer çekimi ivmesi de yerin kütlesine bağlıdır. Cisimlerin Ay’a düşme hızlarını Ay’ın kütlesi, Güneş’e düşme hızlarını Güneş’in kütlesi belirler. O hız, cisimlerin kütlelerinden ve Ay’daki, Dünya’daki ya da Güneş’teki ağırlıklarından bağımsızdır.
Newton ve Gökbilimciler Cemiyeti’nde bilimsel bilgiler fantastik bir maceranın içine yedirilmiş. Hoş bir üslubu var kitabın. Maceranın fantastik olması kitaba bir büyü katmış. Ayrıntılar üzerine dikkatle düşünerek okunması çok faydalı bir kitap çıkmış ortaya.