| ISBN13 978-605-316-389-3 | 13x19,5 cm, 312 s. |
Liste fiyatı: 250.00 TL İndirimli fiyatı: 200.00 TL İndirim oranı: %20 {"value":250.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"11607","item_name":"Mezhepçilik Kültürü","discount":50.00,"price":250.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Mezhepçilik Kültürü 19. Yüzyıl Osmanlı Lübnanı’nda Cemaatler, Tarih ve Şiddet Özgün adı: The Culture of Sectarianism Cummunity History and Violence in Nineteenth-Century Ottoman Lebanon Çeviri: Cumhur Atay Kapak Tasarımı: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Ekim 2024 |
Osmanlı Lübnanı’na odaklanan Ussama Makdisi mezhepçiliğin İslamın modernliğe gösterdiği tepkilerden biri ya da dinsel gruplar arasındaki toplumsal ve ekonomik eşitsizliklerin sonucu olduğu tezine karşı çıkıyor ve modernliğin tezahürlerinden biri olduğunu gösteriyor. On dokuzuncu yüzyıldaki dinsel şiddet olaylarının, özellikle mezhep temelli seferberlik ve katliamların cemaatler arası çatışma geleneğinin devamı olmadığını, madun toplulukların yeni bir dünya kurulurken verdikleri mücadelelerin karmaşık, çokkatmanlı bir dışavurumu olduğunu savunuyor. Makdisi’ye göre mezhepçilik dinsel kimliklerin siyasi ve toplumsal amaçlarla seferber edilmesini temsil ediyordu. Tanzimat’la birlikte Avrupalılar Ortadoğu’da varlıklarını daha fazla hissettirmişlerdi; bu da Lübnan’ın dinleri aşan, hiyerarşiye dayalı toplumsal düzenini sarsacaktı. Makdisi Hıristiyanları İslami despotizmden kurtarma fikriyle hareket eden Avrupa sömürgeciliğinin, misyoner heyetlerinin ve Şarkiyatçılığın, ayrıca Osmanlı milliyetçiliğinin ve yerel milliyetçiliğin nasıl farklı anlatılar oluşturduğunu ve bu anlatıları nasıl kendi modernlik görüşleri ve ilerleme projeleri doğrultusunda devreye soktuklarını anlatıyor. Çok sayıda birincil kaynağa yaslanan kitap, yalnızca Osmanlı modernleşme sürecinde ve Ortadoğu’nun sömürgeleştirilmesi esnasında Lübnan örneğinde yaşananlara değil, yakın geçmiş ya da günümüzdeki potansiyel ve fiili çatışmalara da ışık tutuyor. | İÇİNDEKİLER |
Önsöz ve Teşekkür
1 Sömürgesel Karşılaşma Yeri Olarak Din 2 Kibar Haçlı Seferi 3 Bilgi ve Cahillik 4 Reformun Simaları 5 Cebel-i Lübnan’ın Yeniden İcat Edilişi 6 “Cühela”nın Dönüşü 7 Şeytan’ın İşi 8 “Çok Eski Bir Şey” Sonsöz
Kısaltmalar Kaynakça Dizin
| OKUMA PARÇASI |
Sömürgesel Karşılaşmanın Alanı Olarak Din, s. 15-14 Cebel-i Lübnan’ın tepelerinde, bu katliam manzarasından birkaç mil ötede Hıristiyan bir adam olan Salim Şaviş kendisini ve ailesini benzer bir kaderin bekleyip beklemediğini merak ediyordu. Çünkü “bazı kişileri kurtarmaya, bazılarınıysa öldürmeye” gelmiş olduğunu bildiren, kılıç ve tüfeği yanı başında duran bir Dürzi ileri geleni o anda onun evinde oturmaktaydı. Hicri takvime göre 1276 yılının sonu, Hıristiyan hesabına göre 1860 yazının başı yaklaşmaktaydı. Yer ise Cebel-i Lübnan’ın Dürzileri ile Marunileri arasındaki kanlı mücadelenin göbeğindeki zengin ama bahtı kara Deyrü’l-Kamer, yerel dildeki adıyla “dağ kenti” idi. Savaş o zamana kadar bir arada yaşamaktan memnun olan, birbiriyle her gün temas eden bir topluma cemaat ayrımı duygusunu dayatarak komşuyu komşuya düşman etmişti. Zihnindeki bu çok-cemaatli hayat mirasıyla ve işlerin normalde nasıl olması gerektiği konusundaki bilgisiyle Salim, ailesi –yani ... Devamını görmek için bkz. | |
|