| ISBN13 978-975-342-838-5 | 13x19,5 cm, 168 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Halim Şafak, "Yükselen Duvarlar Zayıflayan Egemenlik", Bireylikler Dergisi, Eylül- Ekim 2012 Uzun yıllardır olmasa da son yirmi otuz yıldır tüm dünyada hem ahalilere hem de devletin kendine yönelik koruma ve güvenlik tedbirleri artıyor. Son on yılda ise bu durumun artık önlemez bir yükselişe geçtiğini söyleyebilirim. Dünya resmi ya da özel güvenlik şirketi elemanları tarafından kuşatılırken bir yandan da devletler, mahalleler, siteler, evler arasındaki duvarlar yükseliyor, dikenli teller çoğalıyor. Güvenlik tedbirlerine bağlı olarak devletler daha fazla totaliterleşiyor/otoriterleşiyor. Burada devletlerin kendini koruma amaçlı silahlanmasını ve sınır duvarlarını yükseltmesini anladığımızı kabul edelim. Hatta bunun karşısında ahalilerin de bu yükselen duvarlar ve güvenlik tedbirleri sayesinde rahat edeceğini güvenlikli yaşayacağını da düşünelim diyeceğim ama öyle olmuyor. Devletin her geçen gün sayısını arttırdığı polis ya da asker kuvvetleri ve kalınlaştırıp yükselttiği duvarlara rağmen içeride de bunun iki misli bir güvenlik tedbiri evden eve yayılıyor. Devletin bu durumu karşısında insanların koruma ve güvenlik tedbirlerini arttırması tam bir çelişki gibi duruyor. Dünyanın “açma ile set çekme, kaynaşma ile ayrışma, silme ile yeniden yazma arasında esaslı gerilimler” yaşamasını ve buna bağlı olarak güvenlik tedbirlerinin alıp başını gitmesini Wendy Brown devletin zayıflayan ve daha da zayıflayacak olan egemenliği ile açıklıyor. Aynı biçimde “Küresel ağlar ile yerel milliyetçilikler, sanal güç ile fiziksel güç, özel mülkiyet ile açık kaynak, gizlilik ile şeffaflık, yurtlaştırma ile yersiz yurtsuzlaşma arasındaki gerilimler” de bizi aynı egemenlik tartışmasına götürüyor. Bir bakıma iyice teknolojikleşen hatta teknoloji haline gelen dünyada devletin aldığı tedbirlerin ve çektiği duvarların insanda neden güven duygusu uyandırmadığını düşünmeliyiz. Dünyada ve dünyaya olanlara bakarak bütün tedbirlerin ve duvarların kısa bir sürede yıkıldığını, pek bir işe yaramadığını biliyoruz. Duvarlar ve güvenlik tedbirleri her şeyin hallolduğu dünyanın her hangi bir yerinin güvenlikli hale geldiği anlamına artık hiç gelmiyor. Bu da önce devletler sonra insan için ihtimalen hiçbir zaman tam anlamıyla çözülmeyecek bir sorun gibi duruyor. Üstelik yazar ulus devletlerin çözülme sürecinde bunu uzun bir süre yaşayacağını da baştan öngörüyor. Wendy Brown Yükselen Duvarlar Zayıflayan Egemenlik”te bunları tartışıyor. Yükselen duvarlar ve her bir yana çekilen dikenli teller, dünyanın her bir yanının yirmi dört saat gözetlenmesi, her kapıya bir bekçi dikilmesi, ülkelerin, evlerin sitelerin arasına hiç yıkılmaz duvarlar çekilmesi ve silahlanma ne devletin ne de insanın çoktan kaybettiği güvenlik ve birlikte yaşama/ yaşayabilme duygusunu geri getirecek gibi durmuyor. Öyleyse duvarları biraz daha yükseltip kapıya bir güvenlikçi daha koyalım. O da olmadı Wendy Brown’un “Yükselen Duvarlar Zayıflayan Egemenlik”ini birlikte okuyalım olmadı benim bir biçimde kitabı bitirmeme izin verin! |