| ISBN13 978-975-342-956-6 | 13x19,5 cm, 44 s. |
|
Görme Biçimleri, 1978 | G., 1984 | Ve Yüzlerimiz, Kalbim, Fotoğraflar Kadar Kısa Ömürlü, 1987 | O Ana Adanmış, 1988 | Picasso'nun Başarısı ve Başarısızlığı, 1989 | Düğüne, 1996 | Fotokopiler, 1997 | 2000 Yılında 25 Yaşına Basacak Olan Yunus, 1997 | Görünüre Dair Küçük Bir Teoriye Doğru Adımlar, 1999 | Kral, 2001 | Buluştuğumuz Yer Burası, 2006 | A'dan X'e, 2008 | Kıymetini Bil Herşeyin, 2009 | Bento’nun Eskiz Defteri, 2012 | Bir Fotoğrafı Anlamak, 2015 | İstanbul'dan Gelen Telefon, 2016 | Hoşbeş, 2016 | Sanatla Direniş, 2017 | Portreler (sert kapak), 2018 | Yedinci Adam, 2018 | Portreler (karton kapak), 2018 | Manzaralar (karton kapak), 2019 | Manzaralar (sert kapak), 2019 | Top Sende, 2020 | Yaranın Sayfaları, 2024 |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Kitaptan, s. 14 Senin için ve senin hakkında. Solo müzik dinlerken, çoğu zaman başlangıçta insan bir başkasına hitap edildiği, kendisininse kulak misafiri olduğu izlenimine kapılır. Sonra o başkası kendisi olur. Aynı şekilde belki de okurun biri senin yerine geçebilir. Evin önünde ve balkondaki saksılarda yetiştirdiğin bitkilerini sularken, kimi zaman bu eylemin ibadetle ilintili olduğunu düşünürdüm, bundan sonraki halka ise ibadetle sevda idi… Suyun ısısı, havaya ve kovanın güneş altında kaldığı süreye bağlı olarak değişirdi. Kimi zaman vücut ısısından daha sıcak olurdu, kimi zamansa ürpertici. Ama bu yaptığın işe gösterdiğin ihtimamı etkilemezdi, ne de sularken kafana geçirdiğin şapkayla seni nasıl sevdiğimi. Bunları yazarken aniden Mahmud Derviş’in bazı dizeleri geldi aklıma; Ramallah’ta onunla bir lokantadayız (yoksa Nablus’ta mıydı? Sana sorsam, mükemmel hafızanla, tıpkı oyun kâğıtlarını dağıtmaktaki şevkinle kıyaslanacak şekilde, ânında cevap verirdin. Ama artık mümkün değil bu!). O günkü ateşli tartışma sırasında pek az konuştun, ama Mahmud Derviş’ten bir şiir okumasını istedin, bu isteğin onu çok sevindirdi, sakin sakin ezbere okudu. O gün okuduğunu değil de, şu sırada aklımdan geçenleri yazıyorum: "... senden önce ölürsem eğer, dedin bana, bayatlamış sözcüklerden ve gecikmiş buluşmalardan esirge beni. Uyuduğum topraktan al götür beni, zira belki de bir sap yeşillik, ölümün bir başka dikim olduğunu gösterecektir sana..." |