| ISBN13 978-975-342-234-5 | 13x19,5 cm, 280 s. |
|
Troya'da Ölüm Vardı, 1963 | Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı, 1970 | Göçmüş Kediler Bahçesi, 1979 | Kısmet Büfesi, 1982 | Gece, 1985 | Kılavuz, 1990 | Narla İncire Gazel, 1993 | Ne Kitapsız Ne Kedisiz, 1994 | Altı Ay Bir Güz, 1996 | Öteki Metinler, 1999 | Lağımlaranası ya da Beyoğlu, 1999 | Susanlar, 2009 | Şiir Çevirileri, 2014 | Enis Batur’a Mektuplar ve Ankara Yazıları, 2024 |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Ömer Erdem, ''Hüzün ve geometri'', Radikal Kitap Eki, 24 Mayıs 2013 Konuşmaktan çok üzerine tekrar tekrar düşünmek istediğim diğer kitap, Hâluk’a Mektuplar. Hüzün ne kadar yaratıcı ise Hilmi Yavuz’da, Karasu’da yazı ve hayat o denli geometriktir. Bu geometri, eldeki mektupları salt bir iletişim ve yazı türü olmanın ötesine taşır. ‘İki kişilik bir kişi olmanın güçlüğü’ sanki asıl yaratıcı faktördür mektuplarda ve Karasu, Aker’i bir tür kendi öteki hali olarak seçmiştir yazmak ve anlatabilmek bakımından. İyi bir yazar büyük bir yazar hiçbir zaman kendisini yazamaz. Onda bulduğumuz kendisine benzeyiş sadece anlamak kadar anlamlandırma eşiğini ilk atlamak için gereklidir. ‘Ama daha öyle şeyler var ki; toplum yapısının dışında, doğrudan doğruya insanın, tek insanın acıyla tek insanın yüreğini buran şeyler’ var der. Dipli bir okumayla, Karasu’nun özel yazarlık dünyasının ipuçlarının yokladığı alanları sezecektir okur. ‘İkinci vücudun varlığı şart oluyor bir yaştan sonra’ diyor söz gelimi. Lakin bu acılara boğulmuş dünyada, ‘ölenlerin hesabını sormaktansa, öldürmeyi ortadan kaldırmaya bakmalıdır.’ Çünkü ‘yaşamadan ne edebiyat yapabiliriz ne de yazı yazabiliriz.’ İşte geometrik bulduğum yan bu oldu Karasu’da. Hayata ve yazıya bağlılıkta ilişkiler ağının canını arama ve bulma tutkusu. Bu tutku yazacak insanı kesilmekten ve tükenmekten kurtardığı kadar, ‘birkaç kişinin yaşayışına da bir şey getirecektir.’ Mutlaka getirecektir. Yazı sonsuz buluş olduğu kadar sonsuz umut aşısıdır. |