| ISBN13 978-975-342-428-8 | 13x19,5 cm, 416 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | s. 234-235 "Çok güzeller," diye fısıldadı Anne ve bu kadar güzel bir ırkın insanları çirkin bulup bulmadığını merak etti. Ne de olsa düz suratlarımız var, çirkiniz, garip yerlerde beyaz, kırmızı, kahverengi, siyah tüylerimiz var, uzun, orta, kısa boyluyuz, sakallı ve çıplak yüzlüyüz, bir de üstüne iki ayrı cinsiyetimiz olduğu hemen anlaşılıyor, diye düşündü. Gerçekten garip hayvanlarız... Grubun ortasından orta boylu ve cinsiyeti anlaşılmayan biri öne çıktı. Anne, zorlukla soluyarak gruptan ayrılıp onlara doğru ilerlemesini izledi. Marc'ın da benzer bir biyolojik değerlendirme yaptığını anladı, çünkü karşıdaki ilerlerken, alçacık bir sesle, "Gözlerine bak Anne!" diye seslendi. İki gözün her birinde iki göz bebeği vardı, birbirlerinin yanına yatay bir 8 gibi yerleştirilmişlerdi ve ayrı ayrı büyüyüp küçülüyorlardı, mürekkepbalığının gözleri gibi. Bu kadarını daha önce görmüşlerdi. Anne'in dikkatini asıl çeken, gözlerin rengiydi, mora çalan bir lacivert, Chartres Katedrali'nin vitrayları kadar ışıklı ve güzel. Emilio hareketsiz durmaya devam etti, bir şeyler yapma kararını karşısındaki kişiye bırakmıştı. Sonunda karşısındaki konuştu. |