| ISBN13 978-975-342-102-7 | 13x19,5 cm, 240 s. |
|
Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar, 1975 | İnsan Olmak, 1983 | Psikanaliz ve Sonrası, 1988 | Varoluş ve Psikiyatri, 1990 | Kırmızı Kitap, 1993 | Bir Günlük Yerim Kaldı İster misiniz?, 1997 | Kimbilir?, 1998 | Kızarmış Palamutun Kokusu, 2001 | Hayat, 2002 | Tren, 2004 | Seyyar, 2005 | Kuru Su, 2008 | Zamane, 2010 | Mesela Saat Onda, 2012 | Rastgele Ben, 2014 | Orada, Bir Arada, 2017 |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Kürşad Oğuz, “Zihin Açıcı Kaos!”, Time Out, 1996 Karyoka, Zeus, Azize, Meryem, Davut ve diğerleri… Her biri farklı bir kültürün özelliklerini taşıyan, zamanın farklı bir diliminde diğeriyle bir yaşamı paylaşmış insanlar. Ortak paydaları, düzen ve kaos arasında gidip gelmeleri. Dersaadet'te Dans, bu insanların zamanda yaptıkları Vals'in kitabı. "Bu ben de olabilirim" dedirten psikolojik tahlillerle dolu romanın en göze çarpan yanı, okuyucuyu zihin cimnastiği yapmaya zorlaması. Nasıl mı? Her bir bölümde farklı bir adla karşımıza çıkan kahramanların aslında kim olduğunu buldurarak. Aslında basit bir meseleyle başlıyor roman (her karmaşa böyle başlamaz mı?). Eski dansöz, modern bir binanın asansöründe çırılçıplak soyunduktan sonra tabancayla meşhur pop şarkıcısı Zeus'u vuruyor (karanlıkta vurduğunu zannediyor). Böylece gizemli bir karmaşanın ilk ilmekleri atılmış oluyor. Daha sonra romana katılan onlarca kişi, onların hayatları, karakterleri… Bütün bunlar her bölümde farklı bir heyecan yaratarak akıp gidiyor. Engin Geçtan, kahramanlarında gizlediği özellikleri yavaş yavaş ortaya çıkarırken bir yandan da modern dünyanın kurumlarını (medya, bürokrasi vb.) sorguluyor. Bu kurumların bir kısmının miyadlarını doldurduğunu anlatıyor. "Artık zaman okunun bir önceki çağın tersi yönde hareket ettiği bir başka çağa girildi, ama kaç kişi farkında ki" dedikten sonra da yeni dünya hakkında ipuçları veriyor bize. Onun "yeni dünya"sı kaosla düzenin eskisi gibi ayrıksı olmadığı, bir zamanların "borderline"larının (sınırdakiler) artık normal sayıldığı bir dünya. Çünkü Geçtan'a göre "Kaosa kendini bırakıp savrulmak gibi, düzenin de katılığa doğru kayıp takılması insanı hiçe indirgeyebilir." Doğru olabilir... Zamanın yalnızca sizin bildiğiniz yöne akan bir nehir olduğunu mu düşünüyorsunuz? Haklısınız. Tarihsel düzen sizi buna zorluyor. Ama unutmayın, bu düzende yer alan her parça, insan, zaman dilimi, aynı zamanda bir kaosa ait. Bir sarkaç var ve onun üzerindeki her şey kaos ve düzen arasında gidip geliyor. Kaosa sürüklenenler de aslında bir dönem düzende yaşayanlar. Ve siz, "Bu nasıl oluyor" diyorsanız, merakınızı örselemek için, "Dersaadet'te Dans" edin. |