Karin Karakaşlı, “Yaz geçmeden okumak”, Sabah Kitap Eki, 17 Haziran 2009
Murathan Mungan'ın eskimeyen şiir kitabı Yaz Geçer, henüz yolu kesişmemişlerin de tekrar uğramak isteyenlerin de ortak durağı
Bir tek balık alınmadı
Nuh'un Gemisine
Sudaydı o
İçindeki suda
Tehlikenin içindeki suda
Yazın, kitabını açıkta okumak ister insan ve daha sık kaldırır başını okuduğu sayfalardan. O yüzden olsa gerek yaza en çok şiir kitaplarını yakıştırırım; çevrene göz gezdirir ve o dizelerdeki imgeyi gerçek kılarsın. Önündeki denize bir başka bakarsın. Önündeki denize, arkandaki hayata...
Elimde Murathan Mungan'ın Yaz Geçer kitabı. İncecikti gerçi ama onu ilk okuduğumdan bu yana daha ağırlaşmış. Çok yavaş çevirir olmuşum sayfaları. Her köşeye yirmili yaşlarımın heyecanı sinmiş. Çıktığı yıl olan 1992'nin en büyük hediyesiydi bana Yaz Geçer. Yeni bir ülkeydi, Türkçede yazılı yabancı bir dildi. Vahşi ve sevecendi, toy ve olgun. Her şeyin tersi ve yüzüydü. O yüzden inanılmaz sarsıcı, aptallaştırıcıydı. Çimenlere uzanır okurdum. Okudukça ortalığı deniz kaplardı. On yedi yıl sonra Yaz Geçer'in on yedinci baskısını okurken de yine kendimi sulara kapılmış sürüklenirken buldum. Tehlikenin içindeki sulara.
Yaz mevsimi insanı kapana kıstırır. Hem de sonsuzluk hissi veren denize bakar, bir tatil gününün içinde tembel ve özgürce salınır görünürken yaşatır bu tutsaklığı insana yaz ayları. Gafil avlanırsınız. Yüreğinden kaçmayanların en zor mevsimidir yaz. Tatillerden daha yorgun dönülür çünkü bellek sularının derinliğindeki anılar balık sürüleri gibi üşüşmüştür bir kez. Ve su yüzüne çıkan her şey kendi farkındalığını talep eder. Hatırlarsınız.
Bunca yıl sonra suları daha da derinleşmiş Yaz Geçer'in. Kadırga, gemi enkazları, korsanlar, Atlantis, zıpkın, alabalık, seyir defteri, tüm metaforlar bizi okyanusun derinlerine çekmek için iş başındalar bir kez daha. Ulaşacağınız derinlik, göze alma cesaretinizle doğru orantılı. Murathan Mungan, Kutsal Kitaplar'dan mitolojiye uzanan bir yelpazede, insan ile su arasındaki temel ilişkiden yola çıkarak ruhun yalnızlığına çakıltaşları atıyor. Yüzeydeki halkalarda hepimizin kendi döngüsünü tamamlamış ve birbirini kapsamış aşkları saklı.
Şiirli özgürlük
En vazgeçilmez sevgililerin gidebildiği dünyada cinnetin kıyısından döndürebilen güç şiirin ta kendisi Mungan için. Zaten tam da o cinnetin can havlini taşıdıkları için her sözün ve imgenin içi bu denli kıvamlı. Tıpkı acının sanata evrildiği şu satırlarda olduğu gibi:
bir şiir yaşatır her şeyi yaşamın anlamı solduğunda
ben yoluma devam ederim. Bitmemiş bir şiirin ortasında
Darmadağınık imgeler, sözcükler ve kafiyeler
yaşamsa yerli yerinde
yerli yerinde her şey
şimdi her şey doludizgin ve çoğul
şimdi her şey kesintisiz ve sürekli bir devrim gibi
şimdi her şey yeniden
yüreğim, o eski aşk kalesi
yepyeni bir mazi yarattı sözcüklerin gücünden
Dönüp ardıma bakıyorum
Yoksun sen
Ey Sanat! Her şeyi hayata dönüştüren
Zaman dedikleri
Yaz Geçer'de zaman boyutunu çok yoğun yaşar insan. Bizzat kitabın adı Yaz Geçer bile zamanın karşı konulmaz gücünü ve insanın bu güç karşısındaki çelişik ruh hallerini hissettirir. Zaman, hem derman diye medet umulan hem hayat karartandır. Anlar sonsuzluğa uzar ve aynı zamanda mevsim gözkırpımlık bir anda geçiverir. Hayatının seyircisi olabilecek denli mesafelenmenin diğer adıdır zaman. Ve bu mesafelenme sonrası kendi ödeşmesini de paylaşır Mungan, olanca samimiyetiyle:
arasaydılar büyümemiş bir sevinci bulurlardı belki
çok yoklanmış yüreğimin bir yerinde
uzun bir yolculuk gibi yaşadıkları
kısacık sokaklardan vazgeçselerdi
ben oradayken
Belki de hâlâ orada olurdum ben
Kendime yazdığım hayatları
ayıklamakla geçmezdi ömrümün
yaprak zamanı
bir ben söylerdim kuytu akşamlarda
dalgın çalıgıların unuttuğu şarkıları
Yaz geçmeden okumalı bu kitabı mutlaka diye geçirdim içimden. Çünkü o zaman bir kez de hayatla sağlamasını yapmış olursunuz şiirin. O lirik dünyanın içine siner, sözcüklerin arasındaki boşlukta yerinizi alırsınız. Hatta şiirdeki alabalık olursunuz. Hani şu kendi yolunu dayatan yürekli balık. Ya da şairin deyişiyle:
Kutsal Kitaplara göre ilk yaratılanlar içinde
akıntıya karşı yüzen tek balık
tekini koruyan tekinsiz
ölüme doğru ve ölüme karşı
çağlayan çıkan, dikine yüzen bir balıkmış yalnızlık
Yaz Geçer'de içinizdeki denize hep başka bir yerinden dalarsınız. O yüzden neyle karşılacağınızı hiç bilemez, mecburen şiiri de hayatı da yeni baştan yazarsınız. Paylaşılabilir bir yolculuk da değildir bu üstelik. Onu da açıkça ilan eder zaten şair en baştan:
uzağa dağılıyor yüzler
kimse bakmıyor birbirine
biliniyor tuz beyazı gerçek
her birimizin bir şeyi var denizin dibinde
Bulduğunuz sırrı yüklenip karaya çıkmak gerekir. Yaz hakkını ister. Sulara her şeyinizle teslim olursanız sonunda ağınıza en kıymetli hakikatiniz de takılabilir. Dikenlerini ayırarak ödeşir, keşfinize şükreder ve kendinizi kendinize yoldaş kılarak bir kez daha yola koyulursunuz. Sezon kapanışını Murathan Mungan sizin için yapacaktır nasıl olsa:
elimizde sorular, gün yeniden dağıtıyor
kalanlar için yazılanları
yaz sonu yaz sonu yaz sonu
Biliyorum
yine haziran yine temmuz yine ağustos