Michio Kaku, Önsöz, s. 13-14
Tarihçiler, 20. yüzyıl tarihini yazarken, iki süper güç arasında felakete yol açacak olan binlerce tonluk hidrojen bombalarını da içeren toptan nükleer savaş tehdidinin Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle birlikte geri çekildiğini söyleyecekler.
Ancak, tam bir tehlike geçti derken, yeni bir tanesi korkutucu bir biçimde ortaya çıkıyor. Bir barış ve refah dönemine giriş yerine, diyecek tarihçiler, 21. yüzyılın başı, uzayın silahlanmasıyla birlikte, militarizasyon düzeyinin yükselişine tanık oldu. Bunun, inanılmaz boyutlarda bir fırsatın kaçırılışı anlamına geldiğini belirtecekler. Göz göre göre, nükleer silahların yasaklanması şansı parmaklarımızın arasından kayıp gidiyor.
Ne var ki, çoğu insan bunun farkında değil. Birleşmiş Milletler'de silahlanmanın denetim altına alınması görüşmeleri yapıldığından şöyle böyle haberdar olan insanlar da büyük güçlerin nihayet silahlarını söküp attıkları masallarıyla uyutuldular.
Hiçbir şey, gerçekten bu kadar uzak olamaz. Maalesef, ABD Silahlı Kuvvetleri, ortalıkta düşman kalmamış olmasına rağmen, askeri üstünlük amacını tehlikeli bir biçimde gütmeye devam ediyor.
Amerikan ordusu hayali bir düşmanla savaşıyor.
Uzayın silahlandırılması, dünyadaki herkesin güvenliği açısından gerçek bir tehdit oluşturuyor. Bu, vergi ödeyenlerin, eğitim, sağlık, iskân ve halkın refahı yolunda harcanması gereken yüz milyonlarca dolarını israf etmekle kalmayacak, aynı zamanda, diğer devletlerin ABD'nin Yıldız Savaşları programını delip geçmek için hırsla çalışmaları ya da kendileri de bir Yıldız Savaşları programı yaratmak için çabalamalarıyla silahlanma yarışını büyük oranda hızlandıracak. Silahlanma yarışının yepyeni bir etabı böylece başlayabilir.
İlginç olan, böylesi bir uzayı silahlandırma yarışından en fazla kayba uğrayacak olan ülkenin bizzat ABD olması. Saldırıya açık, hassas bir iletişim uyduları ağına en fazla bağımlı olan ülke Çin veya Rusya değil, ABD. Sadece bir avuç şehirde odaklanmış kaynaklar yoğunluğuna sahip olan, gelişmekte olan ülkeler değil, ABD. Savaş halinde, uyduları uydusavar silahlarla kör edilen, iletişim merkezleri etkisiz kılınan ABD çok zor durumda kalacaktır.
Bu nedenle, Yıldız Savaşları ve ilişkili programlar daha henüz olgunlaşma aşamasındayken, bu deliliği durdurmanın tam zamanı. Elinizdeki kitabın bu derece önemli olmasının nedeni de bu. Bu kitap, medya tarafından büyük oranda gözardı edilen bir konuda insanların bilgi sahibi olmasını sağlıyor. Barış kalkanları değil, savaş araçları olan bu uzay silahlarının gerçek anlamını gözler önüne sermekle, Karl Grossman bir kez daha önemli bir hizmet gerçekleştiriyor. Bay Grossman'ın, uzayda silahlanmanın yarattığı gerçek tehlike hakkında halkı uyarma çabaları, dünya barışı davasına büyük yardımda bulunmuştur.