ISBN13 978-975-342-753-1
10,5x15 cm, 224 s.
LİSTE DIŞI
BASILMAYACAK
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
AYIN ARMAĞANIAYIN ARMAĞANI
Diğer kampanyalar için
 
Metis Ajanda 2010: İllallah!
Yayıma Hazırlayan: Tuncay Birkan, Emine Bora, Eylem Can, Özge Çelik, Özde Duygu Gürkan, Müge Gürsoy Sökmen
Kitabın Baskıları:
1. Basım: Ekim 2009
2. Basım: Aralık 2009

Bu ajandayı hazırlayan bizler, inanma hakkına saygı duyuyoruz. Ama biraz daha derin bir saygıyı, inanmama hakkına duyduğumuzu da belirtmemiz gerek.

İnanmanın bir kez daha tartışılmaz bir şekilde insan varoluşunun temellerinden sayılmaya başladığı günümüz dünyasında, (ülkesine ve mekânına bağlı olarak) inanma hakkı örgütlü dinlerle, devlet bütçeleriyle, polis ya da asker kuvvetleriyle koruma altına alınmış durumda; buna karşılık, varoluşlarını inanma temelinde tanımlamak istemeyenler genellikle tekil, münferit ve örgütsüzler. Doğduğumuzda dinsel bir kimlik edindiğimiz varsayılıyor ve dünya karşısındaki duruşumuzu nasıl tanımladığımız sorulmadan bu kimlikler atfediliyor bize; üstelik yirminci yüzyılın sonlarında başlayan bu yeniden dinselleşme eğilimi siyasi, tarihsel bir gelişme değil de doğal bir oluşummuşçasına kabullenmemiz bekleniyor. Vicdana, adalet ilkelerine, ortak hukuk arayışına dayalı mutabakatlar oluşturmak yerine kendi seçimimiz olmayan kimliklerin sözcülüğünü yapmamız bekleniyor. Dolayısıyla, saygı duyup haklarının tanınmasını istediğimiz inanan kesimlerin bizlerin inanmama hakkını bertaraf edeceği kaygısından kurtulamıyoruz, ki gerek dünyanın gerekse ülkemizin tarihine şöyle bir göz atıldığında pek de yersiz olmadığı görülen bir kaygı bu.

Dinsel, etnik, cinsel vb. kimliğiyle yaşamak isteyenin bu haklarına sahip olması demokratik bir toplumun esasıdır kuşkusuz; ancak kendisini bu tür verili kimliklerle tanımlamak istemeyenlerin vatandaşlık haklarının da aynı tavizsizlikle savunulması, eşit ölçüde meşru bir haktır bizce.

İnanmama hakkının da bir insan hakkı olarak tavizsiz uygulanacağı bir dünya ve ülke umuduyla, bu ajandayı kendisine dinsel kimlik dayatılmasından illallah diyenlere sunuyoruz...

— Metis editörleri

İÇİNDEKİLER
Takvim (2010/2011)
Yıllık Plan

METİNLER
Çok dindar bir inançsızım ben
Böyle Buyurdu Zerdüşt
Uçan Spagetti Canavarı
Peki ya sen yanılıyorsan?
Cevabı zor değil!
Bana şükürler olsun ki!
Şeyh ve Arzu
...ve puf diye kaybolur!
Karikatür: Yiğit Özgür
Karamazov Kardeşler
Cehaletin sığınağı
Ateizmin Zorunluluğu
Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı
Sürgün
Zorunlu Din Dersi Hak İhlalidir: Kaldırın!
Son Nefesim
Yaşama Uğraşı
Düşünüyoruz...
Feministler diyor ki...
Şiirler
Hayal Et
Bunu biliyor muydunuz?
Peynir ve Kurtlar
Karikatür: Bahadır Baruter
Kaynakça

Önemli Telefonlar
Hastaneler
Telefon kodları
Büyükelçilikler
Konsolosluklar
Saat farklılıkları
Telefon Defteri
Notlar
OKUMA PARÇASI

Uçan Spagetti Canavarı, s. 38-39.

Uçan Spagetti Canavarı Kilisesi, ABD'de Kansas Eyaleti Eğitim Kurulu'nun, okullarda evrim teorisine alternatif olarak evrenin "akıllı bir tasarımcı" tarafından yaratıldığı argümanının da öğretilmesi yolundaki kararını protesto etmek amacıyla kurulmuş bir parodi-dindir. Karar üzerine Bobby Henderson, Kurul'a bir mektup yazarak, evreni Uçan Spagetti Canavarı'nın yarattığına ilişkin kendi teorisinin de "akıllı tasarım" argümanı kadar geçerli olduğunu, dolayısıyla okullarda öğretilmesi gerektiğini belirtmiştir. Henderson'ın gerek kendi mektubunu gerekse kurulun cevabını şahsi internet sitesinde yayımlaması üzerine Uçan Spagetti Canavarı Kilisesi hızla popülerlik kazanıp tüm dünyada pek çok müride kavuşmuştur. Bu eğlenceli din için bir kutsal kitap yazmayı da ihmal etmeyen Henderson, Uçan Spagetti Canavarı'nın Kutsal Kitabı'nda Kitabı Mukaddes'e açık göndermeler yapmıştır.

Aşağıdaki Sekiz "Yapmazsanız Çok Memnun Olurum", On Emir'in parodisidir. Kutsal kitaba göre Uçan Spagetti Canavarı, Korsan Kaptan Mosey'ye on taş tablete yazdığı öğütlerini göndermiş, fakat tabletlerden ikisi dağdan indirilirken kırılarak geriye sekiz tanesi kalmıştır.

1. İlahi Eriştevi Şahsımdan bahsederken, "en dindar benim" diyen dangalak sahte sofular gibi davranmazsanız çok memnun olurum. Bazı insanlar bana inanmıyorsa, sorun değil. Cidden, o kadar da kibirli değilim ben. Üstelik bu onlarla ilgili değil, konuyu değiştirmeyin.

2. Varlığımı başkala...

Devamını görmek için bkz.
ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER

Bawer Çakır, "İllallah!": Metis'in 2010 Ajandası “, bianet, 23 Kasım 2009

Kasım'ın gelmesiyle kitapçılara ajandayı soranlara müjdeyi verelim: Metis'in 2010 ajandası çıktı. Birçoklarımız için yeni yılın ilk ve en heyecanlı hediyesi olan ajanda yine yıl boyu elimizden düşürmeyeceğimiz metinler, bilgiler ve anekdotlarla dolu.

"İllallah!"

Ajandayı yayına hazırlayan Müge Gürsoy Sökmen, Özde Duygu Gürkan, Özge Çelik, Eylem Can, Emine Bora ve Tuncay Birkan "Bu ajandayı hazırlayan bizler, inanma hakkına saygı duyuyoruz. Ama biraz daha derin bir saygıyı, inanmama hakkına duyduğumuzu da belirtmemiz gerek" diyerek başladıkları editör yazısında meramlarını şöyle anlatıyorlar: "Dinsel, etnik, cinsel vb. kimliğiyle yaşamak isteyenin bu haklarına sahip olması demokratik bir toplumun esasıdır kuşkusuz; ancak kendisini bu tür verili kimliklerle tanımlamak istemeyenlerin vatandaşlık haklarının da aynı tavizsizlikle savunulması, eşit ölçüde meşru bir haktır bizce." Yazı niyetini de işaret eden şu cümleyle bitiyor: "İnanmama hakkının da bir insan hakkı olarak tavizsiz uygulanacağı bir dünya ve ülke umuduyla, bu ajandayı kendisine dinsel kimlik dayatılmasından illallah diyenlere sunuyoruz..."

Ajanda 2010'da kimler yok ki. Albert Einstein, Friedrich Nietzsche, G.C. Lichenberg, Michael Shermer, Saffet Murat Tura, Dostoyevski, Baruch Spinoza, Percy Bysshe Shelley, Luis Bunuel ve Cesare Pavese kitaplarından alıntılanan pasajlarla ajanda yer alıyor.

Metin Altıok, Ömer H...

Devamını görmek için bkz.

Necmiye Alpay, "Ajanda 2010", Radikal, 3 Aralık 2009

Metis Yayınları’nın ajandaları ünlüdür: ‘Nesne-kitap’ olarak, neredeyse kullanmaya kıyamayacağımız kadar güzeldir bu yarı kitap yarı defter şeyler. Bir yığın bilgi edineceğimiz kadar yararlı, uyandırıcı bir biçimde de izlekseldirler.

Bu yılkinin adı: “Ajanda 2010: İLLALLAH!” Demokratikleşme derecemizi ‘kimlikler’ açısından sınıyor bu ajanda, özellikle de ‘dinsel kimlik’ler açısından. Sunuşta yirminci yüzyılın sonlarında başlayan yeniden dinselleşme eğilimine dikkat çekildikten sonra, dinsel, etnik, cinsel vb. kimliğiyle yaşamak isteyenin bu haklarına sahip olması demokratik bir toplumun esasıdır, denmiş. Ancak, “kendisini bu tür verili kimliklerle tanımlamak istemeyenlerin vatandaşlık haklarının da aynı tavizsizlikle savunulması, eşit ölçüde meşru bir haktır bizce”.

Evet, inanmama hakkının da bir insan hakkı olarak tavizsiz uygulanacağı bir dünya ve ülke istiyoruz. Ajanda bu umutla, “kendisine dinsel kimlik dayatılmasından illallah diyenlere” sunulmuş. Bu nedenle de sahip çıkılması gerekiyor bence.

Şimdi sırası mı diyecek olanlar için, içinden rasgele bir not seçtim. 9 Ağustos gününe düşülmüş bir yıldönümü notu. Yalnızca on beş yıl öncesine ait:

“Ankara Devlet Güvenlik Mahkemeleri Başsavcılığı ‘Sivas olaylarının tahrikçisi’ olduğu gerekçesiyle Aziz Nesin’in idamla yargılanması gerektiğini öne sürdü. –1994”

Celâl Üster, "İnanmama hakkına saygı", Cumhuriyet Kitap Eki, 7 Ocak 2010

Yıllardır, her yılbaşı öncesi pek çok kurum, kuruluş bir şeyler sunar müşterilerine, gizil müşterilerine. Bir zamanlar takvimler çok gözdeydi. Her aya usta fotoğrafçıların fotoğrafları ya da ünlü ressamların tablolarının yerleştirildiği takvimler. Ajandalar da az yaygın değildir. Takvimlerin de, ajandaların da, hiç kuşkusuz, somut bir işlevi vardır. Yıl boyunca, her gün elinizin altındadırlar. Masa üstüne koyduğunuz, belki duvara astığınız takvimlerden hangi günün hangi tarihe geldiğini, bayramların hangi günlere denk düştüğünü izlersiniz. Ajandalara gün gün, randevularınızı, yapacağınız işleri düşersiniz. Gerçi şimdilerde pek çokları bu gereksinimi elektronik aygıtlarla gideriyor, ama yine de basılı ajandaların tadı bir başka.

Ne var ki, ajandaların büyük bölümü sıradan özellikler taşır, daha doğrusu ajandanın bilinen işlevlerini yerine getirmekle yetinir. Son yıllarda bu sıradanlığı kıran, alışılmış niteliklerin ötesine geçen bir ajanda yayımlanıyor. Metis Yayınları'nın 2004 yılından bu yana yayımladığı bu ajandaların en temel özelliği, içerdiği metinler, alıntılar, düşünceler ve görüşlerle hayat ve toplum karşısında belirli bir tutumu yansıtmaları, toplumda ağır basan kimi eğilimlere bir karşı çıkış niteliği taşımaları, toplumsal hayata zaman zaman gülmece, yergi, taşlama sanatlarından da yararlanarak müdahale etmeleri.

Metis ajandaları, bugüne dek 'Antikapitalist hareket için ...

Devamını görmek için bkz.
 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2025. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X