| ISBN13 978-605-316-320-6 | 13x19,5 cm, 96 s. |
Liste fiyatı: 114.00 TL İndirimli fiyatı: 91.20 TL İndirim oranı: %20 {"value":114.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"11594","item_name":"Keder","discount":22.80,"price":114.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Keder Çeviri: Hasine Şen Karadeniz Kapak Resmi: Corneliu Baba Kapak Tasarımı: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Mayıs 2024 |
“Evlenmemişler, çünkü bir yılları eksikmiş. Tam olarak bu kelimeyi kullandı. Eksik. Tıpkı börek için yirmi sekiz stotinka veya ev için iki milyon eksiğinizin olması gibi. Tıpkı aniden aklınıza tatlı yapmak estiğinde, bazen un veya başka bir malzemenin eksik olması gibi. Ama bu aniden akla gelen bir şey değilmiş. Bu düğünü planlanmışlar. Bir yıl sonrası için. Sonra o yıla bir şey olmuş. Onu bir şey içine çekmiş. Kışla mı, hapishane mi, ya da başka şehre tayin. Eksik yıl, peşinden tuhaf bir zamanı sürüklemiş. Böylece bugün hem geliyormuş, hem gelmiyormuş. Ve tüm günler böyleymiş. Eksi bir gün, eksi bir yıl, eksi sonraki yıl, eksi bir hayat.” Kelime ve kavramlarla oyun hamuru gibi oynamayı seven Bulgar şair ve yazar Yordanka Beleva’nın yirmi kısa öyküsünden oluşan bu kitap, inceliğinden beklenmeyecek bir zenginlik barındırıyor. Bu zenginlik yazarın sıradışı bakışından olduğu kadar, tekrar tekrar okunmayı, üzerinde düşünülmeyi talep eden, düşünüldükçe katman kazanan cümlelerinden de kaynaklanıyor. Hüzün notalarıyla bezeli, ince bir mizahın satır aralarından göz kırptığı bu yaratıcı öyküleri okurlarımızla paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz. | İÇİNDEKİLER |
Kara Toprağın Aile Portresi Soy Kilidinin Açılması, 1953 Ev Yapımı Elma Sirkesi Kısa Farlar Yılbaşı Programı İlk Sayfa Takas Sara Madam Güneş Yamyam Kadının Torunu İpek Yolu Üzerinde Bir Kasaba Aşağı Resim Üzerine Kısa Bir İnceleme Melek Ayakları Anneannem Hakkında Noel Hikâyesi Keder Amin Ahiretin Dikey Çizgileri Toçka Nine’nin Şansı Bir Bulgar Gülü
Notlar
| OKUMA PARÇASI |
Kara Toprağın Aile Portresi, s. 11-13 Cerrahlar anneannemin memesini aldıklarında, ellerini boş yerin üzerinde tutmaya başladı. Rahatsızlık veren bir şeyi gizler gibi. Hem bir şefkat kovuğu hem de parmaklarımızın arasından akıp giden zamandan geriye kalanı ölçme birimi olarak hatırladığım avucu, artık bir de kilise kubbesiydi. Yıkılmış bir kilisenin kubbesi. Harabenin önünde duruyor ve fresk parçalarına bakıyorduk, üzerinde doktorların geç teşhisleri ve insanların gecikmiş duaları seçiliyordu. Köyün kadınları, kendini nasıl hissettiğini görmeye gelirdi. Garip bir turistik cazibe merkezidir acı. Dünyanın bir yerlerinde büyük trajediler için giriş ücreti alınır. Birine yıllarca işkence yapılan evler, birilerinin topluca kurşuna dizildiği okullar, tren enkazları. Anneannemin yarasına bedava giriliyordu. Bazen ziyarete gelen kadınlara sadece kesilen memenin ağrıdığını söylüyordu, ama onlar bedenden uzun zaman önce ayrılmış bir et parçasının nasıl ağr... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Behçet Çelik, "Muzip ve kederli", K24, 13 Haziran 2024 Yordanka Beleva’nın Keder’deki öykülerinin anlatıcıları (bazılarının aynı kişi olduğunu düşünebiliriz, ama öbürlerinin de yaklaşım ve bakış açıları onunla hayli ortak) kişilere, nesnelere, anlara, sahnelere, olgulara ve onları ifade edebilmek için bulunmuş, uydurulmuş kelimelere hep bakadurduğumuz yerden farklı bir noktadan bakıyorlar. İfade edilenlerden çok ifadeler önemli; düzayak, yalınkat, meşruluğunu sürekli yinelenmekten alan anlamları dışavuran ifadelerin deşilmesi, kurcalanması, onların hiç ifade etmediklerine, zannedebileceğimiz bambaşka anlamlarına da götürebiliyor bizi. Beleva’nın anlatıcıları bir şeyle onu ifade eden kelime (ya da kelime öbeği) arasındaki bağın dayandığı mantığı birkaç adım öteye taşımayı seviyorlar – kafaları böyle çalışıyor, diyeyim. Bu muhakemeyi yürütmenin farklı yolları var; bir ifadeyi oluşturan unsurları tersine çevirdiğimizde neyle karşılaşırız? gibi bir soru mes... Devamını görmek için bkz. | |
|