| ISBN13 978-975-342-406-6 | 13x19,5 cm, 160 s. |
Liste fiyatı: 150.00 TL İndirimli fiyatı: 120.00 TL İndirim oranı: %20 {"value":150.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"190","item_name":"Roman Kuramı","discount":30.00,"price":150.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Roman Kuramı Çeviri: Cem Soydemir Yayın Yönetmeni: Orhan Koçak Kapak Tasarımı: Emine Bora, Semih Sökmen Kapak Deseni: Selçuk Demirel |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Mart 2003 | 7. Basım: Şubat 2023 |
Roman Kuramı bir edebi tür olarak roman üzerine yapılmış ilk büyük sistematik çalışmadır. Lukács burada biçimsel ve estetik kategorilerin tarihsel-mantıksal zorunluluğunu, imkânlarını, iç çelişkilerini ve sınırlarını ortaya koyar. Lukács'ın bu gençlik yapıtı, Walter Benjamin'den Adorno'ya, Paul de Man'dan Edward Said'e kadar birçok eleştirmen ve edebiyat kuramcısı için de her zaman ana kaynaklardan biri olmuştur. Roman Kuramı, Kant ve Hegel'in felsefeleri ve Schlegel gibi Romantik yazarların düşünceleriyle modern edebiyat kuramları arasındaki en önemli bağlantı halkalarından biridir. Lukács'ın önemli eseri Roman Kuramı'nı Orhan Koçak’ın önsözüyle yayımlıyoruz. | İÇİNDEKİLER |
Sunuş, Orhan Koçak Önsöz
I Büyük Epik Edebiyat Biçimleri 1 Bütünlüklü Uygarlıklar 2 Bir Biçimler Tarihi Felsefesinin Sorunları 3 Epik Roman 4 Romanın İçsel Biçimi 5 Romanın Tarihsel-Felsefi Koşullanması ve Bunun Anlamı
II Roman Biçiminin Bir Tipolojisine Doğru 1 Soyut İdealizm 2 Düş Kırıklığı Romantizmi 3 Bir Sentez Denemesi Olarak Wilhelm Meister'ın Çıraklık Yılları 4 Tolstoy ve Toplumsal Hayat Biçimlerinin Ötesine Geçme Girişimleri | OKUMA PARÇASI |
Önsöz, s. 25-36 İlk taslağı 1914 yazında kaleme alınan bu çalışma son şeklini 1914-15 kışında aldı. İlk olarak 1916'da Max Dessoir'ın Zeitschrift für Aesthetik und Allgemeine Kunstwissenschaft'ında (Estetik ve Genel Sanat Bilimi Dergisi) çıktı; daha sonra 1920'de Berlin'de P. Cassirer tarafından kitap olarak yayımlandı. Yazma dürtüsü doğrudan doğruya, Birinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesi ve sosyal demokrat partilerin bunu coşkuyla karşılamasının Avrupa solu üzerinde yaratmış olduğu etkiden kaynaklanmıştı. Başlangıçta dile getirmesi çok zor olsa da, savaşın, özellikle de savaş coşkusunun şiddetle ve dünya çapında reddedilmesi yönünde tümüyle kişisel bir tutum takındım. 1914 sonbaharının sonlarında Bayan Marianne Weber'le yaptığımız bir konuşmayı hatırlıyorum. Bana bireysel ve somut kahramanlık edimlerinden bahsederek bu tutumumu sarsmaya çalışıyordu. Ona tek söylediğim "Ne kadar iyiyse o kadar kötü!" oldu. Duygularımı bilinçli sözcüklere dökmeye çalıştığımd... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Atilla Birkiye, “Eleştirel birikim oluşur mu?”, Radikal Kitap, 29 Ekim 2004 Edebiyat eleştirisi, doğal olarak bir pratik edimden çok 'ama bununla birlikte', 'kuram'sal alanın sınırları içinde yer alıyor (ya da yer almasını istiyoruz). Devamında da metnin yargılanmasından çok metnin çözümlenmesi günümüz edebiyat kuramlarının eleştireye yüklediği 'misyon'. O zaman eleştirinin kendisi de hangi 'yöntem'e yaslanırsa yaslansın, 'haz' verici bir okuma olabiliyor. Tabii ki, eleştiri çok farklı işlevleri üstleniyor; ne var ki bizde daha çok 'yargılama', bunu biraz daha tikelleştirelim, 'intikam' alma biçimine dönüşüyor. Edebiyat kuramlarından yoksun kaldıkça da, eleştiri içi boş, bazen süslü bazen sert sözcükler öbeğinden ve yapıta ilişkin bir 'değini/tanıtım' olmaktan öteye gidemiyor. Kuram üretemiyor, çok da şart değil ama, daha önemlisi metne bakmayı bilmiyor, 'eleştirmen'lerimiz! (Bu, metnin hakkını veren, tutarlı çözümleyen, eleştiriyi bir üst metne taşıyan, kuramla ilg... Devamını görmek için bkz. | |
|